IDEF’2017, 13’üncü Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı, 9- 12 Mayıs tarihleri arasında T.C Milli Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Fuarda, 50’yi aşkın ülkeden yaklaşık 800 firma savunma, güvenlik, denizcilik, havacılık ve uzay sanayisi alanlarında üretilen en modern araç, malzeme ve sistemlerini sergilendi. Ayrıca savunma sanayisiyle doğrudan ilişkili firmalar dışında, diğer sanayi dallarından da çok sayıda üretici firma fuarda yer aldı

Başbakan Binali YILDIRIM gerçekleştirdiği IDEF 2017 13’üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın açılış törenine Millî Savunma Bakanı, Sayın İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakan Yardımcısı, MSB Müsteşarı, SSM Müsteşarı, Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanları, TSKGV Genel Müdür Vekili ile yurt dışından Fuara resmi davetli olarak teşrif eden konuk Cumhurbaşkanı ve Bakanlar katılım sağlamışlardır.
__________________________________________________________________________________________________

IDEF 2017 Fair has been taken placed

IDEF 2017 13th international defence industry fair has actualized with home ownership of Republic of Turkey Ministry of National Defence between 9 – 12 May in TUYAP Fair and convention Centres.

In the Fair, 800 companies from more than 50 countries have exhibited their modernist tool, equipment and system produced in defence security, marine and space industry field. Also, there have other industries taken part in the fair, except companies directly related with defence industry.

National Defence Minister, Minister of Internal Affairs, Vice-Minister of National Defence, Undersecretary of the Ministry of National Defence, Undersecretary of the Defence Industry, Chief of the Army and air staff, Commander of the Turkish Naval Forces, General Director of Turkish Armed Forces Foundation and visitor President and Ministers who were officially invited to opening ceremony of IDEF 2017 13th international fair where Prime Minister Binali Yildirim made the opening speech. 

DEİK/Eğitim Ekonomisi İş Konseyi ev sahipliğinde düzenlenen Beşinci Uluslararası Öğrenci Temini Çalıştayı, DEİK Yönetim Kurulu Üyesi Rona Yırcalı ve DEİK/Eğitim Ekonomisi İş Konseyi (EEİK) Başkanı Dr. Mustafa Aydın’ın katılımları ile 9 Mayıs 2017 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Çalıştaya 50 üniversite ve çeşitli kamu kurumlarından, 130’dan fazla temsilci katıldı.

Çalıştayın açış konuşmasını gerçekleştiren DEİK Yönetim Kurulu Üyesi Rona Yırcalı, Çalıştay’da ortaya çıkacak bulgular ve tavsiyelerin Türkiye’ninuluslararası yükseköğrenimde cazibe merkezi olması için kapsamlı bir strateji geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacağını söyledi. DEİK/Eğitim Ekonomisi İş Konseyi’nin kuruluş amacı olan uluslararası öğrenci sayısının 2015 yılında 100 bine çıkarılması hedefine ulaşıldığını belirten Rona Yırcalı, İş Konseyinin yeni hedefinin, özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerden öğrenci temin edilmesi olduğunu ifade etti. Yırcalı, Türkiye’ye daha fazla uluslararası öğrenci gelmesi için üniversiteler, iş dünyası, DEİK/Eğitim Ekonomisi İş Konseyi, ilgili Bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları ve her şeyden önemlisi Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) arasında koordinasyon ve işbirliğinin tesis edilmesi gerektiğini söyledi.

DEİK/Eğitim Ekonomi İş Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydıni se, dünya geneline yurtdışına en çok öğrenci gönderen ülkelerin başında Çin, Hindistan, Almanya, Güney Kore ve Suudi Arabistan’ın geldiğini söyledi. Dünyadaki uluslararası öğrencilerin yüzde 53’ünün Asya Kıtası’ndan çıktığını belirten Dr. Aydın, dünyadaki her altı uluslararası öğrenciden birinin Çinli olduğunu; 2025 yılı projeksiyonuna göre Çin’in önümüzdeki yıllarda dünyaya en fazla uluslararası öğrenci gönderen ülke olmaya devam edeceğini söyledi. Nijerya’nın uluslararası öğrenci getirilmesi konusunda Türkiye’nin önüne geçtiğini belirten Dr. Aydın, Türkiye’nin hedefinde Çin, Hindistan ve Suudi Arabistan olduğunu da ifade etti. Dr. Aydın, yurtdışında okuyan Çinli öğrencilerin yüzde 95’inin kendi imkânları ile okumakta olduğunu ve Afrika pazarına yöneldiklerini söyledi. DEİK İş Konseyi Başkanı Dr. Aydın, devlet finansmanı ile EEİK gibi kurumların işbirliğinde yapısal bağlamda özerk bir tanıtım ajansının kurulması gerektiğini ve kurulacak ajans kanalıyla, hem Türkiye’nin hem de “Study in Turkey” markasının tanıtımının yükseltilmesi gerektiğini ifade etti. Bilgi kalitesi yüksek öğrencinin Türkiye’ye gelmesi için çalışmaların yapılması gerektiğini ifade eden Dr. Aydın, “OECD 2014 verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 4,5 milyondan fazla öğrenci kendi ülkesi dışında, başka bir ülkede üniversite eğitimi almakta. Bu rakamın 2025 yılında 8 milyona ulaşacağı tahmin edilmekte” dedi.

Çalıştay açılışında ayrıcaİstanbul Aydın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Hamide Ertepınar tarafından “Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimini Etkileyen Faktörler” başlıklı saha çalışmasının sunumu yapıldı. Çalışmaya göre 2025 yılında uluslararası öğrenci sayısının 8 milyona çıkması bekleniyor.  Çalışmaya göre uluslararası öğrencilerin üniversite seçim tercihlerinde Türkiye’nin ekonomik gelişmişliği, yüksek öğrenim imkanları ve kültürel yakınlığını öne çıkıyor. 36 üniversiteden 850 uluslararası öğrenci üzerinde yapılan çalışmaya göre yoğunluklu olarak uluslararası öğrencilerin bulunduğu bölgeler İstanbul, Ankara, Bursa ve Kocaeli ve İzmir olmakla birlikte, Türkiye’yi tercih eden yabancı uyruklu öğrenciler büyük oranda Asya, Orta Doğu ve Afrika ülkelerinden geliyor.

Açış konuşmalarının ardından ‘Denklik ve Tanınırlık’, ‘Tanıtım ve Markalaşma’, ‘Kamu Kurumlarından Beklentiler’, ‘Uluslararası Öğrencilerin Uyum ve Memnuniyet Süreci’, ‘Üniversitelerin Uluslararası Öğrencilere Karşı Sorumlulukları’ konu başlıkları altında katılımcılar, sorunları ve çözüme yönelik politika ve uygulama önerilerini ele alan oturumlarda bir araya geldi.

_________________________________________________________________________________________________

The Number of International University Student Went Over the 100 Thousand Goal

5th Student Recruitment Workshop took place with participation of the head of Foreign Economic Relations Board (DEIK) / Higher Education Business Council (EEIK) Dr. Mustafa Aydin and the member of DEIK board of directors Rona Yircali by home ownership of DEIK/EEIK on 9th of May 2017 in Istanbul. More than 130 representative from 50 universities and several public institutions attended to the workshop.

The member of DEIK board of directors Rona Yircali made the opening speech of workshop and stated that the findings and suggestions of workshop will provide significant contributions to Turkey’s international higher education in order to develop extensive strategy to be able to an attraction centre. Rona Yilicali indicated, enhancing the number of international students which was the aim of DEIK / Higher Education Business Council has increased 100 thousand, the new aim of Business Council is to procure student especially from China and India. Yilicali underlined, it should be provided coordination and cooperation between universities, business world, DEIK / Higher Education Business Council, relative ministries, public institutions-organizations and most of all Board of higher Education.

President of DEIK / Higher Education Business Council Dr. Mustafa AYDIN stated that; China, India, Germany, South Korea, and Saudi Arabia are the major countries which send the most students abroad all around the world. Dr. Aydin also said that, %53 of all international students in the World come from Asian Continent; one of every six international students in the world is Chinese, China will continue to be a country which sends the most international student according to 2025-year projection. Dr. Aydin expressed that Nigeria overtook Turkey on international student recruitment; Turkey’s target is China, India and Saudi Arabia. Dr. Aydin also said that %95 of Chinese students who study in abroad study as self-funding students and go through African market. The head of DEIK Business Council Dr. Aydin indicated that an autonomous publicity agency should be established in the structural content of institutions such as EEIK and by this, enhancing the advertising of both Turkey and Study in Turkey brand is a necessity. Dr. Aydin underlined the necessity of works on recruitment for high-quality knowledge students and also ‘’According to OECD 2014-year data, all around the world mostly 4,5 million students study in any country than their countries. It is estimated that this number will reach 8 million in 2025’’ Dr. Aydin said.

At the opening of the workshop, fieldwork names as ‘’Influencing Factors of International Students Prefers on Country and University’’ was made by Istanbul Aydin University the Dean of Education Faculty Hamide Ertepinar. According to study, expectation is to see the number of international students at 8 million. As for that Turkey’s developed economy, learning opportunities and relative culture seem to reasons why international students prefer university in Turkey. According to study which took place with 850 international students from 36 different universities, they prefer mostly Istanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli and Izmir and students mostly are from Asian, Middle Eastern and African countries.

After the opening speech, participations brought together their suggestion on implementation policy and solving problems under sessions the name of ‘Equivalent and Recognition’, ‘Advertising and Branding’, ‘Expectations from Public Institutions’, ‘Compatibility and Satisfaction Process of International Students’, ‘Universities’ Responsibilities to International Students.

10.05.2017

AKPM Türkiye Heyeti Başkanı, AK Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan’ın ana konuşmacı olarak katıldığı Batı Platformu’nun yedinci toplantısında yine önemli bir konu ele alındı. Toplantı AB Eski Bakanı Egemen Bağış koordinatörlüğünde gerçekleştirildi.

AKPM Türkiye Heyeti Başkanı Talip Küçükcan toplantıdaki konuşmasında, kararın perde arkasını anlatarak bundan sonra yapılması gerekenler konusunda görüşlerini paylaştı. Öte yandan toplantıda “AKPM’nin bu siyasi kararına rağmen diyalog kapısının kapatılmaması ve lobicilik faaliyetlerine ağırlık verilmesi, STK’ların da bu süreçte daha aktif bir pozisyon alması gerektiği” görüşü ön plana çıktı.

“Ön yargılı ve taraflı, skandal bir karar”

Son zamanlarda Türkiye ile ilgili ciddi bir karşıtlık söz konusu olduğunu ve alınan kararın zemininde de bu durumun etkili olduğunu dile getiren AKPM Türkiye Heyeti Başkanı Talip Küçükcan; “Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türkiye’nin siyasi denetime alınmasıyla ilgili skandal bir karara imza attı. Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları yok sayarak ön yargılı ve taraflı bir rapor hazırladı. Bu rapor ne yazık ki Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi nisan genel kurulundan geçti. Bu karara baktığımızda aslında bu ön yargıları açık ve net bir şekilde görmeniz mümkün. Normal şartlar altında bu karar Türkiye’de demokratikleşme, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi alanlara hizmet etmesi gereken bir karar. Fakat içeriğine dikkatli bir şekilde baktığımızda satır aralarında aslında Türkiye’nin verdiği bütün değişiklik önergelerinin reddedildiğini görmeniz mümkün. Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminin müsebbibinin ve arkasında olan faillerin korunduğu PKK’ya ve FETÖ’ye terörist diyemeyen bir rapor ile karşı karşıyayız. Biz normal şartlar altında Avrupa konseyi ile ilişkileri çok iyi olan bir ülkeyiz ve şimdiye kadar Avrupa Konseyi’nin değerlerinde üstün tuttuk. Avrupa konseyinin neredeyse iki yüzden fazla sözleşmesinin yarısından fazlasını imzaladı Türkiye ve hayata geçirdi. Biliyorsunuz anayasamızın 90. maddesine göre de sözleşmeler zaten bizim hukukumuzun üstünde de kabul ediliyor. Biz önemli normlar ve değerler olarak kabul ediyoruz. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde ki gerek denetim komisyonunda gerekse genel kurulda Türkiye’nin olağan üstü bir süreçten geçtiğini ve dolayısıyla bu olağanüstü süreçte Türkiye’nin varlığına ve güvenliğine yönelik saldırılar olduğu ve bu saldırıları önlemek amacıyla bütün devletlerin alması gereken tedbirleri aldığını ifade ediyoruz. Bize diyorlar ki OHAL’i kaldırın. Bir devlete OHAL’i kaldırın demek o ülkenin aslında egemenlik haklarına müdahil olmak anlamına geliyor. OHAL’i ülkelerin niçin ilan ederler? Fransa’da olduğu gibi ülkenin güvenlik ile ilgili ciddi problemleri saldırıları ve riskleri vardır. Türkiye’nin ilan ettiği OHAL’i sürekli gündeme getirip diline dolayarak, hiçbir güvenlik meselesini tartışmadan o hali kaldırın demek aslında böyle bir sonucu içeriyor. Aynı şekilde Türkiye’de yargı süreci başlamış olan, bazı milletvekillerinin tutuklanmış olması veya gözaltında bulunması bazı gazetecilerin gözaltında alınması gibi konularda bunların hiçbirinin iddianamesine bakılmaksızın Türkiye ile ilgili hemen bir takım ön yargılar ile hareket edilerek Türkiye’ye çağrıda bulunuyorlar. Bu çağrıların arka planında, özellikle bu raporların yazılmasına katkıda bulunanlara baktığımızda net şekilde şunu görüyoruz. Son zamanlarda Türkiye ile ilgili ciddi bir karşıtlık söz konusu. Bu karşıtlıkları yazık ki Avrupa konseyi parlamenter Meclisi’nde böyle bir etki yarattı” şeklinde konuştu.

“Bu karar kabul edilemez”

Türkiye’nin Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin Nisan çalışmasına katılmadığını belirten AKPM Türkiye Heyeti Başkanı Talip Küçükcan bundan sonra izlenecek yol ile ilgili; “Bundan sonraki çalışmalarda hangi düzeyde nasıl katılacağımıza ilişkin de, önümüzdeki günlerde bir yol haritası çizilecek ve bu yol haritasına göre hareket edeceğiz. Bu kararın bir yaptırımı yok yani Türkiye’nin denetim sürecine alınması demek sadece Türkiye ile ilgili daha önceden üç yılda bir yazılan raporların yılda bir defa yazılması anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığında aslında mekanizma olarak değişen pek fazla bir şey olmadığını görüyoruz. Fakat biz kararın haksız yanlı olduğunu, objektif ve rasyonel olmadığını ifade ediyoruz. Bu konuda çok fazla çalışma yaptık, hem parlamenter düzeyde hem de diplomatik bütün kanalları kullanarak muhataplarımızla görüştük ancak pek bir sonuç elde edemedik. Peki böyle önyargılı bir karar olduğunda hiçbir şey yokmuş gibi ilişkilerimizi sürdürebilir miyiz, Hiçbir şey olmamış gibi davranabilir miyiz, bu zor görünüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız Dışişleri Bakanımız zaten yaptıkları açıklamalarda bunu ifade ettiler. Bizde gerek AKPM başkanı, gerek Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ile görüşerek bu kararın kabul edilemez olduğunu, konseyin geleceğini de tehdit ettiğini, bunların azınlık bir gruba konseyin bütün çalışmalarını şekillendirme imkanı tanımak olduğunu ve bu zemini hazırlamanın doğru olmadığını söylüyoruz. Zaten son zamanlarda uluslararası kurumlara ve kuruluşlara bir güvensizlik söz konusu, bu güvensizlik Avrupa Konseyi için de geçerli. İnsanlar artık Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi gibi kurumlara şüpheyle yaklaşmaya başladılar. Çünkü burada alınan kararlar çokta aslında gerçekçi herkesin çıkarına kararlar değil. Bu bakımdan biz Avrupa Konseyi’nin norm üreten bir kurum olarak varlığını sürdürmesini ve saygınlığının devam etmesini istiyoruz. Bu tür kararlar Türkiye açısından kabul edilebilir kararlar değil, bunları ifade ettik. Gerek önümüzdeki günlerde gerek daha sonraki genel kurullara ve komisyon çalışmalarına katılıp katılmama, Avrupa Konseyine Türkiye’nin yaptığı bütçe katkısının tekrar gözden geçirilmesi gibi pek çok alanda yeniden bir yol haritası çizilecek. Önemli olan Avrupa Konseyi’nin ürettiği normların hayata geçirilmesi ve yaşatılmasıdır. Türkiye bunları yaptığı sürece zaten biz kendi üzerimize düşeni yapmış oluyoruz. Parlamenter meclisten özellikle beklentimiz Türkiye’nin içinde bulunduğu konjonktürel durumu değerlendirebilmesi. Çok iyi değerlendirdiklerini söyleyemeyiz. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin özellikle Türkiye’nin PKK ve DAEŞ ve FETÖ karşısında kaldığı durumu, demokrasimize ve demokratik kuruluşlarımıza kurumlarımıza yönelik tehditleri yeterince anlamadığını düşünüyoruz eğer anlamış olsalardı böyle bir karar çıkmazdı” ifadelerini kullandı.

“AKPM yapay bir problem üretiyor”

İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, alınan karara ilişkin değerlendirmelerini şu sözlerle ifade etti; “Özellikle son yıllarda ve daha ziyada içinde bulunduğumuz 2017 yılı içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Ulu Önder Atatürk’ün deyimi ile dahili ve harici düşmanların saldırısı içerisindedir. Bunlar ekonomi, siyasi, askeri gibi farklı platformlarda Türkiye’ye haince saldırmakta. Türkiye Cumhuriyeti devletinin birliğini beraberliğini, bütünlüğünü, ekonomisini, sosyal yapısını, siyasetini tahrip etmek için her türlü girişimden geri durmamaktadırlar. Bunların en son örneğini Avrupa parlamentosunda gördük. Hiçbir ekonomik, siyasi, hukuk gerekçesi olmaksızın yapay bir problem üreterek Türkiye’nin tekrar 2003 yılının gerisine taşıyarak denetim altına alma kararı verdiler. Bizde bu gün bu kararın akabinde Batı Platformu olarak değerli siyaset bilimciler, akademisyenler, iş adamları ile bir araya gelerek, konuyu masaya yatırarak buradan çıkacak sonucu, değerli bilim adamları siyasetçiler ve akademisyenler ile birlikte oluşturulacak olan görüş topluluğunu rapor halinde devletimizin yetkili mercilerine sunacağız. Alınan bu karar bizleri daha çok kamçılamalı, daha çok çalışmaya zorlamalı, önümüze bakmamızı sağlamalı, bize bizden başka dostun olmadığını, bütün yapılanmalarımızı birlik beraberlik ve kardeşlik üzerine kurmamız gerektiğini, doğusuyla batısıyla bir Çanakkale ruhunu yeniden canlandırma zorunluluğumuzu önümüze koymaktadır. Bu gün burada değerli bilim adamlarıyla bunları tekrar masaya yatırarak derinlemesine inceledik.”

“Bu karar Avrupa genelindeki akıl tutulmasının bir yansıması”

Batı Platformu’nun Türkiye’ye yeni öneriler sunmak için bir araya gelerek konuyu ele aldıklarını ifade eden AB Eski Bakanı ve Batı Platformu Koordinatörü Egemen Bağış, alınan karara tepkisini “Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi gerçekten vahim bir karara imza attı. Bunun siyasi bir karar olduğu çok net bir şekilde ortada ve gerçeklerle alakası yok. Türkiye gibi demokrasiyi benimsemiş vatandaşlarının demokrasiyi korumak için 15 Temmuz’da gözünü kırmadan canını verdiği bir ülkeyi, demokrasisi sorunluymuş gibi göstermek, Türkiye’yi kendi bir takım taleplerine boyun eğmeye zorlayacak siyasi baskılar altında tutmak ve Türkiye’yi kötü bir algıya sürüklemek için atılmış bir adım olduğu çok bariz. Bizde bu gün bunu masaya yatıracağız Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde ki bu tavrın aslında Avrupa genelindeki akıl tutulmasının bir yansıması olduğunu ve buna karşı alınması gereken önlemeleri değerlendireceğiz. Toplantımızın Türkiye yeni öneriler kazandıracağına inanıyorum. Hayırlı olmasını temenni ediyorum” ifadeleriyle dile getirdi.

__________________________________________________________________________________________________

INDEPENDENT TURKEY – UNRELAXED EUROPE

AKP member of parliament from Adana Talip Kucukcan who is head of Turkish committee of Parliamentary Assembly Council of Europe (PACE) joined to seventh meeting of Western Platform as the mean speaker. Once more a significant subject was addressed in the meeting which was made under EU former minister Egemen Bagis’s coordinatorship.

Head of Turkish committee of PACE Talip Kucukcan shared his opinions on things to do after this by giving a brief on backstage of the decision in the meeting. On the other hand, the vision come into prominence as ‘’in spite of PACE’s political decision, the dialogue door should not be closed, lobbying activities should be focused on and NGO’s should have a more active position in this process’’.

‘’A prejudiced and sided, a scandal decision’’

Recently, head of Turkish committee of PACE Talip Kucukcan gave voice to a serious adverseness is a matter about Turkey and it has been effective base on the taken decision; ‘’Parliamentary Assembly Council of Europe signed for a scandal decision regarding taking Turkey to political controlling. By ignoring the conditions that Turkey is in, a prejudiced and sided report was prepared. Regrettably, this report got approval from PACE general Assembly in April. When we look at the decision, in fact, it is loud and clear to see all prejudices. Under normal circumstances, this decision is a decision that should administer purviews such as democratization, human rights and rule of law in Turkey.  However, when we look carefully at the content, it is possible to see between the lines, actually all amendment proposals requested by Turkey are rejected. We are face to face with a report that cannot express terrorist to PKK and FETO who are conducive and backstage of July 15 coup attempt in Turkey and protects them. We are a country who has a good relationship with Europe Committee under normal circumstances and has valued it so far. Turkey signed and almost more than half of Europe Committee’s conventions. As you know, conventions are already approved above our law regarding to our constitution’s 90th article. We accept them as significant norms and values.

In Parliamentary Assembly Council of Europe’s either general assembly or inspection commotion we express that Turkey has gone through an extraordinary process and hence there are attacks against the existence and security of Turkey in this process and to prevent these attacks all states have taken the necessary precautions. They say to us that remove state of emergency. Saying to a country to remove its state of emergency means actually interfering to that country’s sovereignty. Why does a country announce state of emergency? There should be very serious problems, issues and risks about security of that country, as happened in France. Saying just remove state of emergency by harping on Turkey’s state of emergency by bringing it up perpetual without discussing Turkey’s security problems actually contains that kind of result. Likewise, some jurisdictions have been initiated in Turkey, some of the members of parliament have been arrested or taken into custody, some journalists have been taken into custody, and regardless of the indictment of any of them, they have been calling Turkey with a few preliminary judgments. They have immediately called for Turkey with a set of bias about topics like member of parliaments and some journalists who have been already judicial procedure and taken into custody without looking at those topics’ accusation and content. In the background of these calls, especially when we look at who did contribute to prepare this report, we transparently see that

In the background of these calls, especially when we look at those who contribute to the writing of these reports, we see clearly. There has been a serious controversy recently about Turkey. Unfortunately, these oppositions have had such an effect in the Parliamentary Assembly of the European council’’ interpreted as like that.

‘’This decision is unacceptable’’

The head of Turkish committee of PACE Talip Kucukcan indicated that Turkey did not participate to Parliamentary Assembly of the Council of Europe’s April work and mentioned about the path to be followed from now on; ‘’We are going to draw a road map for our participation in the upcoming works in terms of how and which level it should be. We are going to act as the way that our road map shows. This decision has no sanction, only meaning of taking turkey into the control process is the previous reports about Turkey have been written once in three years, from now on is going to be written once in a year. From this point of view, we see that there is not much that actually changes as a mechanism. But we express that the decision is not fair, objective and rational. We have done a lot of work in this regard and have negotiated with our counterparts using both parliamentary and diplomatic channels, but we have not achieved much. Well, would we keep having our relationship when there is such an unfair decision? Would we act like nothing happened? Our honourable the President of the Republic, Prime Minister and Foreign Affairs Minister have already expressed in their speeches before. We both talked with the President of the PACE and the General Secretary of the Council of Europe and said this decision is unacceptable that threatens the future of the council and allows to a group of people shaping all the work of council which is inarguably not right. In recent times there has been a lack of confidence for international institutions and organizations anyway. This insecurity perception also applies for the Council of Europe. People are now approaching sceptical to institutions such as the United Nations, the European Union, and the Council of Europe because the decisions of those institutions are not the decisions that applies for everyone. In this regard, we would like that the Council of Europe should continue its existence and respectability as a norm producer institution. These decisions are not acceptable for Turkey, we have expressed already. A new road map is going to be drawn in the following days about whether we participate or not to future general commissions and committees, revision of the budget contribution of Turkey by the Council of Europe. It is important to implement norms produced by the Council of Europe and keep them alive. As long as Turkey applies does these things, we will be doing its part. Our expectation from parliamentary parliament is to evaluate the conjectural situation that Turkey is in. We cannot say that they evaluate it very well. We think that the Parliamentary Assembly of the Council of Europe does not get especially the situation between Turkey and PKK, DAES and FETO, how they threat our democracy and democratic institutions. Otherwise PACE would not have issued a decision like that.’’

‘’PACE is creating an artificial problem’’

Istanbul Aydin University Chairman of the Board of Trustees Dr. Mustafa Aydin expressed his considerations with following words; ‘’Primarily it should be said that in the last years and especially in 2017 Turkey is in the attack, as the Turkish Republic’s the great leader Ataturk’s statement, by its internal and external enemies. They are attacking treacherously to Turkey in any platforms such as economy, politics and military. They never stop any attempt to destroy the unity, economy, social structure, politics of the Turkish Republic. We saw the last example of them in the European Parliament. By creating an artificial problem, they decided to take control of Turkey with thinking to bring Turkey the period of before 2003. We are as Western Platform, today, after this decision coming together with honourable political scientists, businessmen and academicians going to discuss. and we are going to file a report moving from remarks of political scientists and academicians also conclusion of the discussion to our competent authority. This decision should whip us up more, make us work hard more, cause us to look forward, proof that nobody is a friend other than us, literally say that we should build all our structures on our unity and brotherhood, underline that it is a necessity to revive Canakkele spirit. Today, here, we have again discussed in detail these topics and examined.

‘’This decision is the reflection of abdication of reason in Europe’’

EU former minister and coordinator of Western Platform Egemen indicated that Western Platform came together to give suggestion to Turkey and brought his reaction out with this statement; ‘’ Parliamentary Assembly Council of Europe really have signed for a calamity decision. It is clear that the decision is political and no relationship with the reality. Also observably it is a step for wafting Turkey to trouble perspective and taking Turkey under its control to be able to get it’s a set of requests and pretending democracy is problematic in such a country which sacrificed its life on 15 July to protect democracy. We are going to put this on a table, evaluate this decision as the reflection of abdication of reason in all across Europe and discuss about essential precautions. I believe that out meeting will provide beneficial suggestions. I wish all the best.’’

01.05.2017

‘Türkiye Sigarayla Savaş Derneği Genel Başkanı Aydın:-‘Türkiye’de 27 milyon olan sigara içicisini 21 milyona düşürmüş olsak da maalesef çok kötü oyunlarla sigara içme yaşını 12’ye indirmiş durumdadırlar. Uyanık olmak zorundayız’

Türkiye Sigarayla Savaş Derneği Genel Başkanı Mustafa Aydın, “Türkiye’de 27 milyon olan sigara içicisini 21 milyona düşürmüş olsak da maalesef çok kötü oyunlarla sigara içme yaşını 12’ye indirmiş durumdadırlar. Uyanık olmak zorundayız.” dedi.

Türkiye Sigarayla Savaş Derneğinin bu yıl 18’incisini düzenlediği “İnsanlığın Gerçek Dostları” ödül töreni, Cemal Reşit Rey Konser Salonunda gerçekleştirildi.

Gecede konuşan Aydın, ödül töreninin, yıl içerisinde derneğin sigarayla savaş konusundaki mücadelesinde destek veren kişi ve kurumlara bir teşekkür mahiyeti taşıdığını ifade ederek, her yıl Türkiye’nin sigaraya 25 milyar dolar para verdiğini söyledi.

Aydın, Türkiye’deki tüketimin yüzde 15’inin kaçak sigara olduğunu da aktararak, “Bunun ne anlama geldiğini sizin takdirine bırakıyorum. Sigara içen insanlarımızın yüzde 80’i, kalp ve damar hastalığından dolayı çok erken yaşlarda hayatını kaybediyor. Türkiye’de 27 milyon olan sigara içicisini 21 milyona düşürmüş olsak da maalesef çok kötü oyunlarla sigara içme yaşını 12’ye indirmiş durumdadırlar. Uyanık olmak zorundayız. Okul ve evlerimizin yanındaki büfeler, tek sigara olarak, o gençlere sigara satarak, gençlerin beyinlerini zehirliyor. Bir de nargile kafeleri ortaya çıkardılar; oysa ki, nargile sigaradan çok daha tehlikeli ve zararlı. Kendimizi düşünmüyorsak arkadan gelecek olan pırıl pırıl gençleri düşünmek zorundayız.” diye konuştu.

Eski Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ise sigara ile mücadele konusunda azimli bir Cumhurbaşkanına sahip olmanın büyük önem taşıdığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Her vesile ile insanlara sigarayı bıraktırmak için uğraşıyor. Sigarayı içenler de içmeyenler de sigarının zararlı olduğunu biliyor ve bile bile kendilerine bu zararı veriyor. Onun için bu bilinci daha çok artırmamız lazım. Bu hepimizin ortak mücadelesidir bu konuda hep beraber çalışmamız lazım.”

Gecede, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Esenyurt Kaymakamı Ekrem İnci, gazeteci Tayyar Işıksaçan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanı Prof. Dr. Erman Tuncer ve Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Orbay “İnsanlığın Gerçek Dostları” ödülünü aldı.

Ayrıca, derneğin Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği içinde geliştirdiği ve Türkiye genelinde düzenlenen “Sigarasız Yaşam” temalı “Dumansız Hikayeler Liselerarası Kısa Film Yarışması”nın ödülleri de sahiplerine takdim edildi.

Gecede, İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksek Okulu Moda Tasarım Programı öğrencilerince defile gerçekleştirildi. “Ege’ye Bir Dokunuş” adlı defileye, moda dünyasının önde gelen isimleri katıldı.

Ayrıca törende, aynı okulun Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Programı 2. sınıf öğrencileri de, mezuniyet projesi olarak geliştirdikleri “Illusion Make-up” adlı çalışmalarını sergiledi.

Törene, eski Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı’nın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

__________________________________________________________________________________________________

True Friends of Humanity’ Awards were Given

‘The Turkish Anti-Smoking Association President Aydın said “Even if the number of the smokers in Turkey dropped from 27 million to 21 million, unfortunately, the age to start smoking dropped till 12 because of the traps set. We must be on the alert.”

The Awards Ceremony of “True Friends of Humanity” organized by The Turkish Anti-Smoking Association this year took place in Cemal Reşit Rey Concert Hall.

During the night, taking the floor Mr. Aydın expressed that the awards ceremony means a thank for the persons and institutions supporting the association’s anti-smoking campaigns during the year and Turkey spends 25 billion dollars on cigarette every year.

Aydın also said that 15 % of cigarette consumption in Turkey is illegal, “I leave it to your understanding what it means. The 80 % of smokers die of cardiovascular diseases at a very early age.  Even if the number of the smokers of Turkey dropped from 27 million to 21 million, unfortunately, the age to start smoking dropped till 12 because of the traps set. We must be on the alert. The buffets near our schools and houses selling single cigarette to teenagers poison rising generations mentally. Besides, nargile cafes became popular. However, nargile is more dangerous and harmful than smoking. Even if we do not think of ourselves, we must think of the young brilliant next generations.”

Previous Minister of European Union and Chief Negotiator Egemen Bağış expressed that it is really significant to have a President who is ambitious to fight against smoking and said:

“ He strives for making people non-smokers on every occasion. Both smokers and non-smokers know that smoking is dangerous and knowingly they damage themselves. So, we have to raise more consciousness.  This is our common struggle, we need to fight against it together.”

Rector of Health Sciences University Prof. Dr. Cevdet Erdöl, District Governor of Esenyurt Ekrem İnci, Journalist Tayyar Işıksaçan, İstanbul Metropolitan Municipality Chairman Advisor Prof. Dr. Erman Tuncer and Rector of Amasya University Prof. Dr. Metin Orbay were awarded with “True Friends of Humanity” during the ceremony.

Besides, developed by the Association’s coorganization with Ministry of National Education, awards of “Inter- High Schools  Smokefree Stories Short Film Tournament” under the thema of “Tobacco-free Life” were given.

During the ceremony, students of İstanbul Aydın University, Anadolu Bil Vocational High School, Fashion and Design Program made a fashion show. Leading figures of fashion world attended to the fashion show titled as “A Touch to Agean”.

Besides, second year students of the same university’s Hair Care and Aesthetic Services Program presented their “Illusion Make-up” study, which they developed for graduation project.

As well as Previous Minister of Health Bülent Akarcalı, many guests attended to the ceremony.

04.05.2017

Bil Okulları Başkanı ve Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı, Akademisyen Mustafa Aydın, hafta sonu Alanya Bil Koleji’ndeki çalışmaları incelemek üzere bir ziyaret gerçekleştirdi

BİL Okulları Başkanı Akademisyen Mustafa Aydın, hafta sonu sürpriz bir ziyaret için Alanya’ya geldi. Alanya Bil Koleji’nin kurucusu Erdal Sayi ve ekibini ziyaret edip moral vermek ve okul yerleşkesindeki çalışmaları yerinde görmek üzere Alanya’ya gelen Aydın, bir süre basın mensupları ile de sohbet etti. Aydın ilk olarak Alanya Bil Koleji’nin kayıt bürosunu ziyaret etti. Vergi Dairesi kavşağındaki ofise yaptığı ziyarette, Erdal Sayi ve ekibi Mustafa Aydın’ı kapıda karşıladılar. ‘TEMEL DAYANAĞIMIZ BİLİM’ Ofisi ziyareti sırasında basın mensupları ile de sohbet eden Mustafa Aydın, “Bil Okulları her gün büyümekte, Alanya’da okullarımızın 26.’sını açacağız, yıl sonunda Türkiye’de okul sayımızın 60 olmasını hedefliyoruz. Umarım Alanya halkı okullarımızın farkını görerek, çocuklarının iyi bir eğitim alması konusunda bize güvenip teveccüh gösterirler” dedi. Sohbet sırasında zaman zaman soruları da cevaplayan Mustafa Aydın, “Bil Okulları’nın temel dayanağı bilimdir. Gerçeklikten ve insanlardan soyutlamayan sosyal teknoloji ve bilimsel araçlarla, öğrencilerimizin yaşamaya ve yaşatmaya odaklı gelişimleri, 21. yüzyılın temel becerileri ile inovatif düşünme sistemini kazanmaları, bütün dünyayla konuşabilecek dil yeterliliklerine ulaşmaları, yerel ve evrensel değerlerin bütünlüğünü kavramaları Bil okullarımızın varoluş temellerini oluşturmaktadır. Bütün çalışmalarımızı çocuklarımızı dünyanın geleceğinde söz sahibi olacak düzeyde yetiştirmek gayretindeyiz” dedi.

__________________________________________________________________________________________________

A SURPRISE VISIT FROM DR. AYDIN

Bil Schools President and Istanbul Aydın University President and an academician Mustafa AYDIN, made a surprise visit over the weekend to review the works of Alanya Bil College.

Visiting Erdal Sayi, founder of Alanya Bil College, and his team Mustafa AYDIN have chatted with the members of the press.  AYDIN, first, visited the registration office of Alanya Bil College, ‘Our Basic Foundation is Science’ Office.

“Bil Schools grow every day, we will open our 26th school in Alanya, at the end of the year we aim to have 60 schools in Turkey. I hope the people of Alanya will see the difference of our schools and trust us that their children will get a good education.’’ Mustafa AYDIN also answered questions from time to time during the conversation. “ Basic foundation of Bil Schools is science. With the social technology and scientific tools that are abstracted from reality and human beings, our students life long and living oriented developments, the basic skills of the 21st century and the gains of innovative thinking sytems, talking to the whole World to reach the language competencies, concept of local and universal values integrity constitute the foundation of our schools of our existance. We strive to educate our children at the level that will have a voice in the future of the World,’’ he said.

07.04.2017

Son zamanlarda Türkiye’nin en önemli gündemi olan Anayasa Değişikliği Referandumu, İstanbul Aydın Üniversitesi Batı Platformunda ele alındı.

Önemli isimlerin katıldığı toplantının ana konuşmacıları AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Başdanışmanı Onur Erim’di.

İstanbul Aydın Üniversitesi Batı Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde yer alan düşünce kuruluşu Batı Platformu, yeni toplantısında Türkiye’nin son zamanlardaki en önemli gündem maddesi olan Anayasa Değişikliği Referandumu ’nu ele aldı. AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Başdanışmanı Onur Erim’in ana konuşmacı olarak yer aldığı toplantıda, “Referandum ve Dünyadaki Devlet Yönetim Sistemleri” başlığını altında, dünyanın farklı ülkelerinde uygulanan yönetim sistemleri ve bunların özellikleri enine boyuna tartışıldı.

“Batı Platformu ortak akıl havuzu”

İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Batı Platformunda tartışılan konu başlıkları, etkin isimlerin katılımları ve çıkarılan sonuç ve raporlamaların büyük bir değer olduğunu belirterek ; “Batı Platformu her ay bir veya iki konuyu masaya yatırarak konu üzerine yetkin kişilerle bir tartışma açıyor, sonrasında geniş raporlar hazırlıyor. Hazırlanan raporlar ilgili mercilere iletiliyor. Bu günde çok güncel bir konuyu gündeme getiriyoruz. Yeni yönetim sistemini, yani Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini konuşacağız. Onur Erim beyefendi Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili bir kitap kaleme aldı. AK Parti İstanbul milletvekili İsmet Uçma bu gün burada olacaklar ve mevcut haziruna konuyu anlatacaklar. Burası ortak akıl havuzu. Herkes bu konuda düşüncesini söyleyip, akademisyenlerin, sanatçıların, siyaset bilimcilerin yani ortak aklın ortaya çıkaracağı yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili öngörüleri burada fikir havuzunda mütalaa edeceğiz” dedi.

“Dünyanın en güçlü lideri bizde”

Yeni sistemin Türk halkı için en uygun yönetim sistemi olduğuna dikkat çeken AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma; “Halkımızın yeni yönetim sisteminin Türkiye için çok gerekli olduğunu şu açıdan değerlendirmesi gerekir. Bizim kadar etnisitesi yoğun, inanç grupları farklı, çok çeşitli kanaatlere ve inançlara mensup olan bir topluluğu başkanlık sisteminden başka bir sistemle yönetmek asla mümkün değildir. Türk toplumu Avrupa toplulukları gibi yeknesak topluluklar değildir. Türk toplumundaki bu çeşitliliği yönetilebilmesi mutlaka başkanlık sistemi gerekli ve şarttır. Halkımızın bilmesi gereken diğer bir konu da şu: Dünya artık güçlü liderliklerle yönetiliyor ve dünyanın en güçlü lideri bizde. Onun gücüyle doğru orantılı olarak hareket edebilmesi ve ülkesine hizmet edebilmesi, kalkındırabilmesi için mutlaka onun hızına ve süratine eşdeğer bir düzenleme yapılması gerekiyordu. Bizde onu yapmak istiyoruz zaten” şeklinde konuştu.

“Bu sistem Türkiye’de maalesef çok yanlış bir taraftan tartışılmaya başlandı”

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi üzerine dikkat çekici bir çalışmayı kaleme alan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Başdanışmanı Onur Erim ; “Ben kitap üzerinden anayasal hukuk dersi vermeye çalışmadım. Ben daha çok siyasal örnekler vermeye çalıştım. Bu konu Türkiye’de maalesef çok yanlış bir taraftan tartışılmaya başlandı. Belki tartışılacak en son şeyleri ilk başta tartışmaya başladık. Ve yine maalesef ancak son on, on beş gündür konu hakikaten detaylı olarak anlatılmaya, tartışılmaya ve sorgulanmaya başlandı. Şu an iyi bir noktaya geldi. Ben de kitabımda bizim insanımızın anlayabileceği örnekler üzerinden sistemlerin tanıtımına avantaj ve dezavantajlarına yer verdim” dedi.

“Bürokraside en büyük en büyük kötülük işlerin gecikmesidir”

Siyasi kararların gecikmesinin ülkeye zarar verdiğini dile getiren İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erman Tuncer; “Bu bir sistem tartışması. Türkiye’de daima bürokratik engellerden şikâyetçi olduk. Hükümet kanadı bu işlerin çözümü için başkanlık sistemini andıran bir model teklif etmekte. Muhalefetin ise parlamenter sistem konusunda endişeleri var. Elbette ki bu tıkanıklığı aşmalıyız. Bürokraside en büyük kötülük işlerin gecikmesidir ve karar alma mekanizmasının oldukça zaman almasıdır. Bu arada bir sistemin tamamıyla mükemmel olması da mümkün değildir. Eksikleri olacaktır ve bu eksiklerin telafisi için zamana ihtiyaç vardır. Türk halkının en güzel seçimi yapacağına inanıyorum” dedi.

“Doğrudan halka sorarak karara varılıyor”

Referandumun karmaşık sorunları basitleştiren bir yöntem olduğu bilgisini paylaşan İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Nazım İrem, “Referandum demokratik sistemler içinde kullanılan bir karar alma süreci. Değişik ülkelerde, farklı konulara, değişik biçimlerde çok farklı sonuçlar yaratan bir sistem. Önemli anayasal değişikliklerin doğrudan halka sorarak bir karara varıldığı, karmaşık soruların basitleştirildiği, yaygınlaştırıldığı genel meşruiyeti sağlamaya yönelik bir araç” ifadelerini kullandı.

________________________________________________________________________________________

Referendum Discussions at Platform for Western Studies

Referendum for Constitutional Amendment, which is Turkey’s foremost agenda recently, was discussed at Platform for Western Studies of Istanbul Aydın University.

İsmet Uçma, AK Party İstanbul Member of Parliament and Ankara Metropolitan Municipality Chief Advisor Onur Erim, were main speakers of the meeting, where significant people attended.

Platform for Western Studies, think-tank institution operating within İstanbul Aydın University Western Studies Application and Research Center, discussed Referendum for Constitutional Amendment which is Turkey’s foremost agenda recently during its new meeting. In the meeting, attended by İsmet Uçma, , AK Party İstanbul Member of Parliament and Onur Erim Ankara Metropolitan Municipality Chief Advisor as main speakers, different government systems applied in different countries of the world and their characteristics were discussed thoroughly under the title of “Referendum and Government Systems in the World”.

 “Western Studies Platform’s Common Sense Community”

Dr. Mustafa Aydın, President of the Board of Trustees of İstanbul Aydın University, stated that topics discussed in Platform for Western Studies, participation of effective persons as well as results and reports obtained were significant values and he said, “Platform for Western Studies opens a discussion with authorities about the topic to discuss one or two topics in details every month and afterwards prepares detailed reports thereof. These reports are submitted to relevant authorities. And today, we bring a current issue into question. We will talk about the new government system, in other words Presidency government system. Mr. Onur  Erim wrote a book about Presidency System. AK Party İstanbul Member of Parliament İsmet Uçma will be present here today and inform the participants here about the issue. This is a common sense community. Everyone will tell his own opinion and we will discuss about the new presidency system that is created by academics, artists, politicians, meaning by common sense, here in this common sense community.”

 “We have the most powerful leader in the world”

AK Party İstanbul Member of Parliament İsmet Uçma drew the attention to the new system’s being  most available government system for Turkish people, he said “ Turkish people should evaluate the necessity of the new government system for Turkey from this perspective: It is not possible to govern a community having such a complex ethnicity, different belief groups, and which belongs to a large variety of opinions and beliefs as it is  in here by no other government system than presidential government. Turkish nation is not a colorless society like European nations. Presidential government is necessary and essential to be able to govern this variety in Turkish society. Another issue that our people should know is that the world is governed by powerful leaders now and we have the most powerful leader in the world. He should govern his country in harmony with his power and it was really necessary to make a regulation that equals to his fast and swiftness for him to serve, improve his country. Therefore, we want to make it real.”

 “Unfortunately, this system was approached from a wrong perspective in Turkey”

Ankara Metropolitan Municipality Chief Advisor Onur Erim who wrote a striking discussion about Presidential government system, said “My purpose was not to teach constitutional law by this book. I rather tried to give political illustrations. Unfortunately, this issue was discussed from a wrong perspective in Turkey at first. I think, we started to discuss the issues that should be debated later in the beginning. And unfortunately, it has been really started to be explained, discussed and questioned in details only for the last ten or fifteen days. It gets to the point now. So, I touched on introduction of the systems through the illustrations that appeals to our people, advantages and disadvantages of them.

“The worst thing in bureaucracy is the delay in procedures”

Prof. Dr. Erman Tuncer, İstanbul Aydın University Lecturer, expressed that loss of time in political decisions damages the country and he said, “It is the system debated. We have always complained about the bureaucratic restraints in Turkey. The governing party offered a model that resembles to presidential system in order to solve such procedures. However, the opposition party has doubts about the parliamentary system. Of course we should overcome this deadlock. The worst thing in bureaucracy is the delay in procedures and decision-making mechanism’s taking quite a lot time. However, it is not possible for a system to be completely well. It surely includes missing points and it needs time to recover these missing points. I believe that Turkish people will make the best choice.”

“People are directly consulted to reach a decision”

 Dean of Faculty of Economics and Administrative Sciences of İstanbul Aydın University Prof. Dr. Celal Nazım İrem expressed that referendum is a method which simplifies complex problems and said, “Referendum is a process of decision making used in democratic systems. It is a system creating different results in different ways for different issues in different countries. It is a means that significant constitutional amendments are directly consulted to public and decided, simplifies complex problems to provide common legitimacy.

06.04.2017

Türkiye Sigarayla Savaş Derneği’nin (TSSD) bu yıl dördüncüsünü düzenlediği Uluslararası Sigarayla Savaş Konferansı İstanbul Aydın Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.

Çarpıcı mesajların paylaşıldığı konferansta sigaranın zararları tüm boyutlarıyla ele alındı.

Tek amacı sigarayla mücadele olan ilk sivil toplum kuruluşu olarak 1999’da kurulan Türkiye Sigarayla Savaş Derneği’nin bu yıl dördüncü defa düzenlediği Sigarayla Savaş Konferansı, 30 Mart Perşembe günü İstanbul Aydın Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. “Kalkınmada Tütün Tehdidi” temasıyla yapılan konferansa dernek yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

“Sigaranın son molekülü ortadan kalkıncaya kadar”

Türkiye Sigarayla Savaş Derneği’nin bugüne kadarki çalışmalarının tanıtıldığı bir film gösterimiyle başlayan konferansta ilk olarak söz alan İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli, tütün kontrolü ile ilgili yasanın yürürlüğe girmesinin, sigarayla mücadele kapsamında bir milat olarak nitelendirilebileceğini söyledi. Sigarayla savaş konusunda hükümetlerin kararlı tutumunun Türkiye’de sigara kullanımıyla ilgili hızlı bir değişim getirdiğini ifade eden Prof. Dr. İzmirli, şöyle devam etti:

“Dünyada bu konuda, bu kadar zamanda bu kadar büyük gelişme kat eden bir başka ülke yok. O kadar ki, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre Türkiye, sigarayla savaş konusunda WHO’nun tüm kriterlerini sağlamayı başaran ilk ve tek ülke. Derneğimizin yoğun çalışmaları sayesinde bugün Türkiye’de kapalı alanlarda sigara içmek tamamen yasaklandı. Ayrıca İstanbul Aydın Üniversitesi olarak da açık alanlarda sigara kullanımını sınırlandırarak bu alanda bir ilki gerçekleştirdik. Bu uygulama akademik ve idari personelimizle öğrencilerimizden de büyük destek gördü. Ancak bu geldiğimiz nokta asla yeterli görülemez. Bugün sigaraya başlama yaşı ortaokul düzeylerine inmiş durumda. Dolayısıyla bu savaşta yolumuz uzun. Sigaranın son molekülü ortadan kalkana kadar savaşa devam etmemiz gerekiyor.”

“Her yıl sigaraya 25 milyar dolar harcıyoruz”

Rektör Prof. Dr. İzmirli’den sonra söz alan Türkiye Sigarayla Savaş Derneği Başkanı ve İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Türkiye Sigarayla Savaş Derneği’nin kurulduğu yıllarda uçaklarda sigara kullanmanın serbest olduğunu hatırlatarak, “O günlerden bu günlere gelene kadar çetin mücadeleler verdik. Sigara kartellerine karşı yaptığımız bu cansiperane savaşı kazanarak kapalı alanlarda sigara kullanımının yasaklanmasını sağladık. Bugün Türkiye, sigarayla savaşta parmakla gösterilecek noktaya geldi. Bunda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Ancak daha kat etmemiz gereken çok yol var. çünkü sigara, en kolay bağımlılık yapan ve üreticisine en çok kazandıran zehir olarak karşımıza çıkıyor. Masum bir görüntüye sahip, ucuzmuş gibi algılanan ve alması kolay bir zehir. Üstelik, nerede nefes alacak bir yer bulmaya çalışsanız, sigara kartelleri de hemen oraya geliyor. Bizim çabalarımızla yürürlüğe giren yasa çok netti, ancak bu yasa günümüzde büyük oranda uygulanmıyor. Ancak yeni yürürlüğe girecek düzenlemelerle hem yasaklar derinleşecek, hem de uygulanmama gibi bir şansı kalmayacak. Ancak sigarayla savaşın yasadan çok toplumsal bilinçle başarıya ulaşabileceği kanısındayım. Örneğin sigara içmeyen biri, yanında sigara içen birine müdahale etmezse, bu savaşta bir netice alamayız. Türkiye her yıl sigaraya ortalama 25 milyar dolar harcıyor. Bunun 15 milyar doları direkt sigaraya, 10 milyar doları ise sigaradan kaynaklanan hastalıklara harcanıyor. Ayrıca özellikle son zamanlarda ünlü isimler dizi ve filmlerde sigara kullanılan sahnelerde görünüyor. Bu yolla bir özendirme yapılmaya çalışılıyor. Gençlere tavsiyem bu tuzağa düşmemeleridir” diye konuştu.

“Sigaranın etkilemediği organ yok”

Başkan Dr. Mustafa Aydın’dan sonra söz alan Sultanbeyli Kaymakamı Metin Kubilay’ın sigarayla savaş konusunda eğitimin ve farkındalığın öneminin üzerinde durduğu konuşmasının ardından konferansın panel kısmına geçildi. Moderatörlüğünü Türkiye Sigarayla Savaş Derneği İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Melahat Dönmez’in yaptığı panelde, Uzman Doktor Ender Saraç, İngiltere Türkiye Sağlık Elemanı Birliği (ITSEB) Başkanı Dr. Ali Demirbağ, Meteoroloji Mühendisi ve CNN Türk Hava Durumu Sunucusu Bünyamin Sürmeli, Habertürk Haber Spikeri Buse Biçer ile, Yönetim Danışmanı & Eğitim Bilimci, Araştırmacı Yazar, Baş Denetçi Perihan Usta konuşmacı olarak yer aldı. Paneli açarken kendisi de kısa bir konuşma yapan Prof. Dr. Melahat Dönmez, “Kadın doğum uzmanı bir doktor olarak sigaranın etkilemediği organ görmedim. Derneğimizin mücadeleleri sonucunda Türkiye genelinde 27 milyona dayanmış olan sigara kullanıcısı sayısını 21 milyona çekmiş durumdayız. İnşallah bu rakamı 17 milyona kadar da indireceğiz” dedi.

“Sevgi ve şefkat eksikliği sigaraya itiyor”

Konuşmasına “Agresif olmadan sigarayla en çok mücadele eden isimlerden biriyim” diyerek başlayan Dr. Ender Saraç, “Birçok sevdiğim insanı sigara nedeniyle kaybettim. Günde iki paket sigara içen babam 49 yaşında kansere yakalandı, 50 yaşında da yaşamını yitirdi. Sigarayı sinsi bir harakiri olarak değerlendiriyorum. Çünkü sigarada yer alan karbon monoksit ve azot oksit, oksijenin vücutta emilimini zorlaştırıyor. Bu nedenle kalp krizi, felç ve bu gibi ağır hastalıklar, sigara içenlerde iki kata yakın oranda daha fazla görülüyor. Sigara, dildeki tat alma reseptörlerini ve koku alma sinirlerini baskıladığı için, sigara içenler yiyip içtiklerinin tadını rahat alamazlar ve daha uç tatlara yönelirler. Bu da kilo kontrolünü bozar. Yani anlık bir haz karşılığında büyük bir mutsuzluğu para verip alıyoruz. Sigara kullanımının özünde sevgi ve şefkat eksikliği yatıyor. Bu nedenle sigara kullanan bir insana baskıyla sigarayı bıraktırmak mümkün değil. Ben bir doktor olarak sigara kullanan hastalarıma önce doğal antidepresan etkisi gösteren ilaç ve nesnelerle yaklaşıyorum. Daha sonra telkine geçiyorum. Ben sigara içen insanı bir yerde vatana ihanet içinde görüyorum. Çünkü sigara kullanarak paramızı yabancı sigara kartellerine aktarıyoruz. Yakın geçmişte dörder aylık iki dönem halinde ABD’de bulundum. Orada sigara kullanma oranı son 15 yılda yüzde 70 azalmış durumda. Asıl sorun bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor” ifadelerini kullandı.

“İngiltere’de devlet tiryakinin çocuğunu alıyor”

Panelin ikinci konuşmacısı olarak söz alan ITSEB Başkanı Dr. Ali Demirbağ, İngiltere’de sigarayla savaşta yaşanan aşamaları değerlendirdi. İngiltere’de 1962’de sigara reklamlarının sınırlandırıldığını, 1971’de paketlere uyarı yazısı konduğunu, 1986’da televizyonlarda sigara reklamlarının durdurulduğunu, 2003’te ise tüm reklamların ve promosyonların yasaklandığını kaydeden Demirbağ, “İngiltere’de günde bir paket sigara içen bir insan, yılda 3 bin sterlin para harcıyor. Toplam sigara nedeniyle harcanan para ise 20 milyar sterlin. Bunun 9 milyarı da vergi. 2007 yılında İngiltere’de tüm kapalı alanlarda, 2015’te de araç içinde çocuk olması halinde sigara kullanmak yasaklandı. O kadar ki, sigara kullanan bir ailenin çocuğunu devlet koruma altına bile alabiliyor. 2012-2013 yılları arasında İngiltere’de sigarayla savaş için harcanan meblağ yaklaşık 58 milyon sterlin” dedi. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde İngiltere’den çok önce açık alanlarda sigara kullanımının sınırlandırıldığına dikkat çeken Demirbağ, gençlere ise “Kendi kendinizi öldürmeyin” mesajı verdi.

Sigaranın çevreye zararları

Demirbağ’dan sonra söz alan CNN Türk hava durumu sunucusu meteorolog Bünyamin Sürmeli ise sigaranın çevreye verdiği zararlardan bahsetti. Sigaranın daha tütün bitkisi olarak üretildiği aşamada doğaya zarar vermeye başladığına dikkat çeken Sürmeli, “Tütün, yetiştiği topraktan faydalı maddeleri alıp zararlıları tekrar toprağa gönderiyor. Bu nedenle o toprakta başka bir ürün yetiştirilemiyor. Tütün için de yeni sahalar açmak gerekiyor. Bu nedenle tütün yetiştirebilmek için yılda 200 bin, kurutmak içinse yılda 600 milyon ağaç kesiliyor. ABD Çevre koruma Ajansı (EPA) verilerine göre hava kirliliğinin üst sınırı, metreküpte 35 mikrogram partikül. Oysa bir tek sigara izmaritinin neden olduğu hava kirliliği, metreküpte 350 mikrogram. Dünyada her yıl 5 trilyon adet sigara izmariti yere atılıyor. Orman yangınlarının yüzde 10’u da dikkatsizce atılmış sigara izmaritinden kaynaklanıyor. Clean Up Australia’nın verilerine göre ise okyanuslar ve denizlerden çöplerin yüzde 12’si sigara izmariti” diye konuştu.

“Yasalarımız iyi, uygularken sorun yaşıyoruz”

Sözlerine hayatı boyunca hiç sigara kullanmadığını, kardeşinin ise 75 yaşında sandığı, ölümle pençeleşen bir sigara kullanıcısının 55 yaşında olduğunu öğrendikten sonra sigarayı bıraktığını ifade ederek başlayan Habertürk TV haber spikeri Buse Biçer, dünya genelinde 1,1 milyar sigara kullanıcısı ve 346 milyon tütün çiğneyicisi olduğunu belirtti. Sigarayla savaşta medyanın son derece büyük bir rolü olduğunun altını çizen Biçer, “Her şeyden önce kelime olarak ‘sigarayla mücadele’den ‘sigarayla savaş’ noktasına gelmemiz olumlu bir seviye. Sigara, 200 milyar dolarlık bir endüstri. Düşünün, geçenlerde British & American Tobacco, Reynold’s American’ı 49,4 milyar dolara satın aldı. Türkiye’de ise erkeklerin yüzde 60’ı, kadınların yüzde 22’si sigara kullanıyor. Bu oran üniversite öğrencileri arasında yüzde 48, liselerde yüzde 20 iken, 7-13 yaş arası çocuklarda ise yüzde 11 olarak tespit edilmiş. Dünya genelinde yılda her 10 ölümden biri sigaradan kaynaklanıyor. Yine ölümlerin 600 bini ise pasif içiciler. Türkiye’de ise günde 300 kişi, yılda ise 100 bin kişi sigara kaynaklı sebeplerle yaşamını yitiriyor. Ülke olarak gerekli tedbirleri almış olsak da özellikle uygulama noktasında sorunlar yaşıyoruz. Bu konuda hepimizin adeta birer asker olması lazım. Ben bu mücadelede sonuna kadar varım” dedi.

“Sigarayı zihinle içiyoruz”

Son olarak söz alan Yönetim Danışmanı, Eğitim Bilimci, Araştırmacı Yazar ve Baş Denetçi Perihan Usta ise sigaranın zihinle olan ilişkisine değindi. “Sigarayı zihinle içiyoruz” diyen Usta, şöyle devam etti:

“Sigarayla kullanıcı arasında zehirli bir sarhoşluk ilişkisi var. Bunu bir çeşit flört olarak da adlandırabiliriz. Bu flört zihinde başlar ve sigaranın sizi yok etmesine kadar devam eder. Tüm alışkanlıklar zihinde başlar. Sigara kullanımıyla zihne o alışkanlık tohumu atılır ve devamlılıkla alışkanlık arz eder. Sigara kullanımıyla zihinde geliştirilen zevk, haz ve hoşnutluk gibi olumlu duygular zihinden atılıp sigaranın zehir olduğu kodlanmadığı sürece sigara zihinden silinemez. Sigarayı bıraktıktan sonra zihnimizi 21 gün boyunca doğru bilgiyle beslersek sigaradan kurtulabiliriz” ifadelerini kullandı.

“Mücadeleye önemli bir noktaya taşımayı başardık”

Türkiye Sigarayla Savaş Derneği İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Melahat Emine Dönmez, sigara yasakları ve uygulanan yasalar için büyük emek verdiklerini ve bu alanda çalışmaya devam ettiklerine vurgu yaparak “Kurulduğu günden buyana özellikle sigara ile ilgili yasaların çıkmasında büyük emeklerimiz var. Sayın dernek başkanımız Mustafa Aydın ile meclise çok gidip geldik. Biz bu konuyu önemli bir yere taşıdık ancak sigara ile ilgili yasaklar delinebiliyor. Maalesef hala içilmemesi gereken yerlerde içilmeye devam ediyor. Fakat bu yasakların çıkması çok önemliydi. Eskilerde insanlar otobüste sigara kullanıyordu. Şimdi en azından bunu yapmıyorlar. Eskiden bayramlarda eve gelen misafirlere gümüş tabaklarda sigara ikram ediliyordu. Artık bunlar oldukça azaldı. Evlerimizde sigara ikram etmiyoruz. Yıllarca önce ünlü bir marka yöneticileri çalışanlarına “Eğer Türkiye’de 15 yaş altı çocuklara sigara içirmeyi başaramadıysanız hiç bir şey başarmış sayılmazsınız” demişlerdir. Bakın bu alışkanlığı yapmak için neler yapıldı, elinde sigara kovboy filmleri, çizgi filmler, TV yayınları, sinema filmleri. Bunlar ve reklamlar artık yasaklandı. Bu yasa değişikliği konusunda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük katkısı oldu, eğer kendisi bu yasaya sıcak bakmasaydı yasa çıkarılamazdı. 19 Temmuz 1999’da bu yasa çıkmadan önce tütün tüketicisi sayısı 26 milyon iken, bu yıl 17 milyonlara düşeceği öngörülüyor. İnsan sağlığının tehdit eden üç illet var, tansiyon, diyabet ve sigara. Bizler genetiğimizi değiştiremiyoruz, ama yaşam tarzımızı değiştirerek sağlığımızı koruyabiliriz. Sigara ile mücadele de başarı sağlamış ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyoruz. Dünya sağlık örgütünden bu alandaki çalışmalarımız dolayısıyla ödül de aldık. Amerika’da İngiltere’de hala kapalı alanlarda sigara içiliyor. Türkiye sigara yasağı konusunda dünya ülkeleri arasında başı çekti, bunun için gururluyuz” şeklinde konuştu.

“Sigara anne karnında, çocukların ölümlerine neden olmakta”

Sigaranın insan sağlığını tehdit ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Melahat Emine Dönmez, “Sigara daha gebelikten başlayarak bebeğin sağlığını etkilemekte. Erken doğumlara düşüklere, düşük ağırlıklı çocukların doğmasına, bebeklerin sigara bağımlılığına yatkın doğumuna sebep oluyor. Hatta çalışmalar ile kanıtlandı , anne karnında sigaraya maruz kalan erken bebeklerin ilerleyen dönemlerde suça meyli artış gösteriyor. Anne karnında çocukların ölümlerine neden olmakta. Tansiyon yüksekliği şeker, akciğer kanseri ve gırtlak kanserinin sebepleri arasında en başı sigara çekiyor. Sigaranın vücudumuzda etkilemediği hiçbir organ yok” ifadelerini kullandı.

Konferans sonunda konuşmacılara plaket takdim edilirken, daha sonra yapılan genel kurulda Başkan Dr. Mustafa Aydın bir kez daha Türkiye Sigarayla Savaş Derneği başkanlığına seçildi.

__________________________________________________________________________________________________

“Cigarette is a sneaky form of harakiri”

4th Annual International Anti-Smoking Conference organized by Turkish Anti-Smoking Association (TSSD) held at Istanbul Aydin University.

Being the first non-governmental organization established in 1999 with the only aim to fight against smoking, Turkish Anti-Smoking Association’s 4th Annual Anti-Smoking Conference was held at Istanbul Aydin University on Thursday March 30, 2017. Many academics, students and the members of the association attended the conference themed ‘Threat of Smoking in Development.’

“Until the Cigarette Disappears off the Face of the Earth”

The conference started off with a short movie that introduced TSSD’s works accomplished up until now. IAU Rector Prof. Dr. Yadigar İzmirli delivered the first speech by saying that relative rules implemented for tobacco control can be described as a turning point in fight against smoking.

“There is no other country that has done so much against smoking in such a short time like Turkey. According to WHO (World Health Organization), Turkey is the first and only country to meet all anti-smoking criteria of WHO. With the hard work we have done it is now not allowed to smoke in public spaces. As Istanbul Aydin University we have also limited smoking in public spaces. But at this point we can do more. Starting age for smoking has dropped to junior high school age so we have a long way to go. We must fight against smoking until the cigarette disappears off the face of the Earth.”

“We spend $25 billion each year”

Reminding about smoking at airplanes, TSSD and Istanbul Aydin University President Dr. Mustafa Aydin said, “ We have worked hard from those days to today. And we finally helped prohibit smoking at public spaces. I thank those who worked with us to achieve that. But we have a long way to go. Cigarette is the most addictive and profitable poison. Looks innocent, cheap and easy to buy. Wherever you look for a place to breath cigarette cartels just appear there. The rule implemented was very clear at the time but not enforced lately. With the latest regulations prohibitions on smoking will go deeper and there will no way of not enforcing the law. I believe in succeeding in our fight against smoking with social consciousness. We spend nearly 25 billion dollars on cigarettes. 15 billion dollars of it is spent on cigarettes and 10 billion is spent on cigarette related illnesses. Also, cigarette smoking is promoted via movies by famous individuals. I suggest our youth not to be trapped.”

“There is no organ that is not affected by cigarette”

Sultanbeyli district governor Metin Kubilay emphasized the importance of education and awareness about smoking. Moderated by TSSD chairman of the executive board Prof. Dr. Melahat Donmez, the first panel included the speakers: Ender Sarac, specialist; Dr. Ali Demirbag, England Turkey Healthcare Providers Union (ITSEB) president; Bunyamin Surmeli, Meteorology Engineer and CNN Turk Weather Reporter; Buse Bicer, Haberturk News Reporter; Perihan Usta, Researcher, Author, Management Consultant and Education Scientist. “I haven’t seen any organ that is not affected by cigarette smoking as a gynecologist. We have brought the number of smokers from 27 million to 21 million in Turkey. We hope to reduce the number to 17 million.”

 “Government in England takes addict parents’ children into care”

Second speaker of the panel ITSEB president Dr. Ali Demirbağ has assessed the stages of fighting against cigarette in England. Cigarette advertisements were limited in England in 1962, warnings were placed on packages in 1971, TV ads halted in 1986 and all kinds of ads were prohibited in 2003, Demirbag said and added, “In England, a person who smokes 3 packs a day spends nearly 3,000 sterlin a year. Total money spent on cigarette is 20 billion sterlin of which 9 billion is taxes. In 2007 smoking banned in all public places and in 2015 smoking banned in automobiles if a child is present. Moreover authorities may take addict parents’ children away. 58 million sterlin was spent between 2012-2013 for fighting smoking. Pointing out that Istanbul Aydin University has limited cigarette smoking in public spaces before England, Demirbag said, ‘Don’t kill yourselves’ to the young people.

“Impact of Smoking to the Environment”

Bunyamin Surmeli, CNN Weather Reporter has talked about the impact of smoking to the environment. Drawing attention to the fact that tobacco growing harms the environment to begin with, Surmeli added, “ Tobacco plant leaches nutrients from the soil and puts back the harmful materials to the soil. Therefore nothing can grow in that soil afterwards. So in order to grow tobacco plant 200,00 trees are cut down and 600,000 trees to cure tobacco leaves each year. According to EPA (United States Environmental Protection Agency) 35 μg/m3 is the limit for air pollution. But one cigarette butt causes 350 micrograms per cubic meter air pollution. 5 trillion cigarette butts a day are thrown away each year. 10% of forest fires are caused by cigarette butts. According to Clean Up Australia 12% of trash of seas and oceans are cigarette butts.

“We have good regulations but bad implementation”

Starting off by saying that she has never smoked and her sister quit smoking after finding out that a person whom she thought of being 75 years old struggling with cancer was in fact 55 years old, Haberturk TV News Anchor Buse Bicer said that there are 1.1 billion smokers and 346 million who chews tobacco in the world. Underscoring that media plays an important role in fighting against cigarette smoking Bicer added, “Tobacco is a 200 billion dollars worth industry. British & American Tobacco bought Reynold’s America for 49.4 billion dollars… 60% of male and 22% of female population smoke. In general 1 out of 10 deaths are caused by cigarette smoking. 600,000 are secondhand smokers. In Turkey, 300 people per day and 100,000 people per year die because of smoking. Although we have measures to discourage smoking we have issues in implementing regulations. I am in this forever.”

“We smoke with our minds”

Perihan Usta, researcher, author, management consultant and education scientist touched on the relationship of cigarette with mind and said, “We smoke with our minds.”

“There is a poisonous relationship between cigarette and smokers. It all begins in the mind and causes cigarette to destroy you. All habits start at the mind and unless somewhere in our mind we code cigarette as a poison it can’t be erased from our minds. If we feed our mind with correct information for 21 days then we can get rid of cigarette.”

“We brought our struggle to an important point”

Pointing out their efforts for cigarette bans and the continuation of their work, Prof. Dr. Melahat Emine Donmez said, “We have worked hard to pass cigarette bans. We have visited the parliament with Dr. Mustafa Aydın for numerous times. We brought the issue to an important level but sometimes those bans are broken. But it was important to pass these bans. People used to smoke at buses. Today at least they don’t do that. A famous brand told their employees once that if they were not able to make people younger than 15 smoke then they could not achieve anything. Movies, TV programs and advertisements are all banned. On July 19, 1999 when the law passed there were 26 million smokers which dropped to 17 million this year. Three things threaten human health: hypertension, diabetes and cigarette. We cannot change our genes but we can protect our health by changing our life styles.”

“Cigarette causes premature deaths”

Prof. Dr. Melahat Emine Donmez also said, “Cigarette effects health starting at mother’s womb. Premature birth, miscarriage and having babies who are prone to smoking in the future. It is also proven that children whose mothers’ smoked are prone to committing crimes as well. All of our organs are affected by cigarette.”

31.03.2017

UFRAD Yuvarlak Masa Toplantısı Taksim Point Hotel ev sahipliğinde gerçekleştirildi. UFRAD Genel Başkanı Dr. Mustafa Aydın, UFRAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve Türkiye’nin önde gelen markalarının katıldığı Mart ayı yuvarlak masa toplantısının konuğu DEİK Afrika İş Konseyleri Başkanı Sayın Tamer Taşkın‘dı.  Tamer Taşkın’ın AFRİKA’DA YATIRIM FIRSATLARI’ konusundaki sunumu büyük ilgi gördü.

Afrika’nın büyük bir yatırım cenneti olduğunu vurgulayan Taşkın, yaratılan yanlış izlenimlerin aksine Afrika’nın birçok ülkesinin gelişen ekonomileri, genç nüfusu ve sağladığı yatırım kolaylıkları ile Türk markaları için önemli fırsatlar sunduğunu dile getirdi.

Afrika’dan korkulmamasını belirten Taşkın, ‘Yıllarca bizi Afrika’da hasta olursunuz, aç kalırsınız gibi yanlış dedikodularla Afrika’dan uzak tuttular. Hâlbuki bugün Avrupa, Çin, ABD gibi ülkeler Afrika’da çok büyük yatırımlar yapıyor. THY’nin Afrika da yakaladığı başarı ve geniş uçuş hattı ile de büyük avantajımız var. Tüm Türk markaları Afrika’da başarılı olabilir’ dedi.

Toplantı sonunda Dr. Mustafa Aydın DEİK Afrika İş Konseyleri Başkanı Sayın Tamer Taşkın’a UFRAD plaketini takdim etti ve katılımlarından dolayı teşekkür etti.

__________________________________________________________________________________________________

UFRAD’S ROUND TABLE MEETING

UFRAD’s Roud Table Meeting was hosted by Taksim Point Hotel. UFRAD President Dr. Mustafa AYDIN, members of the board and and leading Turkish brands have attended the meeting. The guest of the Round Table meeting was Tamer TAŞKIN, DEIK Africa Business Council Chairman.

TAŞKIN, emphasized that Africa is a great investment opportunity contrary to the false impressions that have been expressed, many countries of Africa offer significant opportunities for Turkish trademarks with their developing economies, young population and investment facilities.

‘’For years, they kept us away from Africa with false rumors that you would be sick and starve in Africa. Today, however, countries such as Europe, China and The United States are making huge investments in Africa. We also have a great advantage with the success that THY has achieved in Africa and the large flight line. All Turkish trademarks can be successful in Africa,’’ he said.

At the end of the meeting Dr. Mustafa AYDIN presented the UFRAD plaque to DEIK African Business Council President Tamer TAŞKIN, thanked them for their participaion.

UFRAD Mart ayı Yönetim Kurulu Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantı da gündemdeki konular hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

Yönetim kurulu toplantısına, UFRAD Genel Başkanı Dr.Mustafa AYDIN, UFRAD Başkan yardımcısı Ahmet Polat, ERA Türkiye CEO’su Can Ekşioğlu, UFRAD Denetleme Kurulu Başkanı Tevfik Özkavcı, Mr. Kumpir Alpay Erüs, Media Fors Fuarcılık Genel Müdürü Aycan Helvacıoğlu ve Yönetim Kurulundan birçok isim katıldı.

2017 WFC (Dünya Franchising Konseyi),  APFC– EFF toplantı taslaklarının hazırlanması,
11 – 15 Ekim tarihlerinde yapılacak olan “Bayim Olur Musun?”Franchising Fuarı hazırlıkları, fuar için gerçekleştirilecek olan çalışmalar görüşüldü.

__________________________________________________________________________________________________

UFRAD’S MARCH BOARD MEETING

UFRAD’S March Board Meeting was held on March 29, 2017. During the meeting ideas were exchanged about current issues.  

Board Meeting was attended by UFRAD’s President Dr. Mustafa AYDIN, UFRAD’s Vice President Ahmet POLAT, CEO of ERA Turkey Can EKŞİOĞLU, UFRAD’s comptroller General Tevfik ÖZKAVCI, Mr. Kumpir Alpay ERÜS, General Manager of Medya Fors Exhibitions Aycan HELVACIOĞLU and many names from the board.

Discussed at the meeting , 2017 WFC(World Franchise Council), APFC (Asia Pacific Franchise Council) and EFF (Europe Franchise Federation) meeting draft, ‘’Be My Dealer ?’’ Exhibition scheduled between October 11 – 15 2017 and works to be done for the fair.

29.03.2017

Küçükçekmece Belediyesi tarafından Kaz Eti Festivali’nin bu yıl 2’incisi gerçekleştirildi. Halkalı 15 Temmuz Şehitleri Meydanı’nda düzenlenen festivalde doğal ortamda yetiştirilen kazlar Kars’tan İstanbul’a özel olarak getirildi. İstanbul’da yaşayan Kars, Ardahan ve Iğdır yöresi halkının kültürel değerlerini yaşatmak için düzenlenen festivalde 15 bin kişiye kaz eti ikram edildi.

Festivale, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, AK Parti İstanbul Milletvekilleri Harun Karaca ve Halis Dalkılıç, Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, Küçükçekmece Kent Konseyi Başkanı aynı zamanda İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr.Mustafa Aydın, ilçe protokolü ve çok sayıda vatandaş katıldı. Festivalde protokol üyeleri vatandaşlara kaz eti ikramında bulundu.

__________________________________________________________________________________________________

2nd Goose Meat Festival Took Place in Kucukcekmece

2nd Annual Goose Meat Festival took place, organized by Kucukcekmece Municipality. Gooses that were raised in Kars were brought to Istanbul to the festival organized at Halkalı July 15 Martyrs Square. 15,000 people were served goose meat during the event which was organized to promote cultural values of people from Kars, Ardahan, and Iğdır.   

Minister of Transportation, Maritime Affairs and Communication Ahmet Arslan, AK Party Istanbul Representatives Harun Karaca and Halis Dalkılıç, Kucukcekmece District Governor Harun Kaya, Kucukcekmece Mayor Temel Karadeniz, Kucukcekmece City Council Chairman and Istanbul Aydın University President Dr. Mustafa Aydın were among the attendees to the festival. 

04.03.2017

background

Twitter'da takip edin

Haberler, güncellemeler ve bilgilendirmeler için takip edin.

  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image

Instagram'da takip edin

TAKİP ET @profmustafaaydin