https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/markabeyoglu.jpg



İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kültür Kenti Vakfı işbirliği ile bu dönem üçüncüsü gerçekleştirilen “Marka Şehirler Akademisi” yüksek lisans eğitim programında “Liderlik” dersi veren Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, yerel yönetimler alanında kariyer hedefleyen gençlere başarının püf noktalarını anlattı.
İlk modern belediyecilik Beyoğlu’nda

Belediyenin yaptığı liderlikle bir şehir kurgulayarak müreffeh bir yaşam geliştirmenin yanı sıra kendi ruh dünyasının nasıl bir medeniyet inşa ettiğini de anlattığını belirten Demircan, Osmanlı’da modern belediyeciliğin ilk örneğinin Beyoğlu’nda başladığını söyledi.
Geçmişten kopmayan ve geleceği hedefleyen bir yönetim anlayışında, yapılan işleri değerlendirmek için çalışmaları dökümante etmenin çok önemli olduğunu da sözlerine ekleyen Demircan, “Eğer Türkiye’de belediyecilik yeni bir faza geçecekse, yeni bir düzleme çıkacaksa, onu yine belediyeler ortaya çıkaracaklar. O halde belediyeciliği tartışmak ve hedeflerini ortaya koymamız gerekiyor. İşte biz Kültür Kenti Vakfı’nı bu duyguyla kurduk. Beyoğlu’nda son on yılda üretilenleri değerlendirmek, bunları tartışmak ve geleceğe taşımak için yapılan bütün işleri dökümante etmemiz gerekiyor. Bu yıl yaptığımız üçüncü programla, Marka Şehirler konusunda yeni uzmanlar yetiştirmiş olacağız” dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın ise proje ile ilgili olarak şu ifadelerde bulundu; “” 21. YY’da eğitimin sadece belirli duvarlar arasına sıkıştırılmayıp, sadece eğitim kurumlarında olmayıp farklı mekanlarda alınacak bir çağa geldi. Eğitim Heryerde! Bilim Heryerde! Kişisel Gelişim Heryerde! Günümüzde ise doktora yapanların ön plana çıktığı bir çağda yaşıyoruz. Artık kurumlar için üniversite mezunu olmak birşey ifade etmiyor ve işte burada kişisel gelişim ve farkındalık ön plana çıkıyor. Herkesin yaptığını değil, herkesin yapamadığını yapanlar kendi kulvarında öne çıkabilirler.”” diyerek bu ve bunun gibi programların önemini vurguladı.


3rd Brand Cities Academy Master’s Program has started!

The 3rd “Brand Cities Academy” Master’s Education Program gave a class on “Leadership” with the attendance of IAU President Dr. Mustafa Aydin, Beyoglu Mayor Ahmey Misbah Demircan, Istanbul Aydin University and Culture City Foundation.
With the partnership of IAU and Culture City Foundation, this semester’s 3rd “Brand Cities Academy” Master’s Education Program gave a class on “Leadership”. The teacher was Beyoglu Mayor Ahmet Misbah Demircan and he gave some tips for youngsters who are planning on having a career on the area of domestic governments for success.
First Modern Municipal is Beyoglu
With the leadership of municipalities comes a prosperous life along with individual prosperity said Demircan. He also stated that the first modern municipality of the Ottoman period started in Beyoglu.
Demircan stated that it is important to plan for the future but it’s also important to not lose the past. He also stated that documentation is very important to evaluate the works that have been done. He continued by saying, “If municipalities reach a new phase in Turkey, it will be municipalities that will bring this forth. We have to discuss and determine our aims. We made the Culture City Foundation with this in mind. We have to document every single work that was done in Beyoglu within the last 10 years. With the 3rd program this year, we will train new experts with the topic of Brand Cities.”
IAU President Dr. Mustafa Aydin said these for the program, “Education in the 21st century has reached an age where it isn’t only squeezed into rooms or done only in educational institutions. Education is everywhere! Knowledge is everywhere! Individual Progress is everywhere! We live in an age where doctorate graduates are always in the spotlight. Nowadays it doesn’t matter if you are a university graduate or not for many firms, and this is where individual progress and differences come into play. Not those who do what others do but those who do what others don’t are the ones that are wanted.”


https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/seta.jpg


Moderatörlüğünü SETA İstanbul Genel Koordinatörü Doç. Dr. Fahrettin Altun’un yaptığı Türkiye’de Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılması paneli, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Talip Küçükcan ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA araştırmacısı Yrd. Doç. Dr. Zafer Çelik’in katılımıyla gerçekleşti. Yükseköğretimde özellikle son 10 yılda muazzam bir büyüme gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “YÖK’ün bürokratik bir kurum olduğu, 2547 sayılı yasasının ihtiyaçlara cevap veremediği ve kurulduğu dönemdeki zihniyetin bugün devam edemeyeceği biliniyor. Ancak YÖK kaldırıldığında bile meselelerimiz var olmaya devam edecek. Yükseköğretimde özellikle son 10 yılda muazzam bir büyüme gerçekleşti ve veriler büyümenin devam edeceğini söylüyor ancak yükseköğretimin 2023 Türkiye’sine anlam katabilmesi için mevcut niceliksel büyümesini kalite süreçleriyle taçlandırarak niteliksele dönüştürmesi gerekiyor” diye konuştu.

Nitelikli büyümenin devam etmesi için önümüzdeki 10 yılda devlet ve vakıf üniversitelerine önemli görevler düştüğünü belirten Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “Türkiye’de 2050 yılında 1 milyon 750 bin genç 18 yaşına girecek ve bu fertler yükseköğretim bekleyecek. 2016’dan itibaren teorik olarak 1 milyon 250 bin kişi liselerden mezun olacak ve yükseköğretime gelecek. Yani bizim 400 bin kişilik kitleye kapasite sunmamız gerekecek. Sistemdeki büyümenin bir kısmı açık öğretimle karşılandı. Önümüzdeki 10 yılda kaliteli büyüme süreçlerini devam ettirirken açık öğretim oranını da dünya ortalamasına çekmemiz, açık öğretim payını azaltmamız ve belki de açık öğretimi hayat boyu öğrenmeye dönüştürmemiz lazım. Nitelikli büyümeyi sürdürmek için önümüzdeki 10 yıl içinde devlet ve vakıf üniversitelerine önemli görevler düşüyor” dedi.

“HER SEKTÖRDE DOKTORALI İNSANA İHTİYAÇ VAR”
Hızlı büyümenin sonucunda öğrenci ile öğretim üyesi sayısının aynı oranda gelişmediğini ve öğretim üyesi sayısının arttırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Çetinsaya, “Derse giren hoca başına 48 öğrenci düşüyor. Bu sayıyı aşağıya çekmemiz lazım. OECD ortalamasını tutturmak için 45 bin öğretim üyesine ulaşmamız gerekiyor. Her yıl 4 bin 500 doktora mezunu veriyoruz. Ancak 2023 Türkiye’si için 10 ile 15 bin aralığında doktora mezunu vermeliyiz. Her sektörde doktoralı insana ihtiyacımız var” ifadelerine yer verdi. Yükseköğretimin uluslararasılaşmasının kaliteyi de beraberinde getirdiğini söyleyen Gökhan Çetinsaya, zihniyet sorunlarıyla yüzleşmenin önemini de vurguladı.

“YÜKSEKÖĞRETİMDE ZİHNİYET SORUNU VAR”
Türkiye’de yükseköğretimin zihniyet sorunu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Talip Küçükcan, yükseköğretim yasasına referansta bulundu. Türkiye’de genel olarak eğitim kurumlarının, özel olarak da yükseköğretimin en temel sıkıntılarından birinin ideoloji taşıyıcısı olarak konumlandırılması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Küçükcan, “Türkiye’de üniversiteler, homojenleştirme ve tek tipleştirme ideolojisinin bir taşıyıcısıdır. Türk Dili ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersleri bu yönlendirmeyle müfredata alınmıştır. YÖK’ün kurulmasından sonra özellikle üniversite sistemi son derece merkezileşmişti. Bu durum vakıf üniversitelerinin kurulmasından sonra azaldı ancak vakıf üniversiteleri çok geç açıldı. Türkiye’de yükseköğretimle ilgili reform çalışmaları son yıllarda ivme kazandı ve son 15 yıldaki demokratikleşme süreci yükseköğretim konusunu gündeme getirdi. Reform ihtiyacı bugün çok daha acil ve gerekli” diye konuştu.

Türkiye’de yükseköğretim Anayasayla düzenlendiğine dikkat çeken Prof. Dr. Talip Küçükcan, “Dünyanın hiçbir ülkesinde yükseköğretim anayasayla düzenlenmez. Çünkü anayasal olunca herhangi bir değişiklik yapılması çok zor. Anayasa değişikliğinin ne denli zor olduğunu Türkiye’de görüyoruz. Anayasa değişmeden yükseköğretimde değişiklik olamıyor. Üniversitelerin ideoloji yükü kaldırılmadan yeniden yapılandırılması mümkün değil” ifadelerine yer verdi.

“TOPLUMUN İHTİYAÇLARINA VE ÖZERKLİĞE DİKKAT ETMELİYİZ”
Yükseköğretimin yeniden yapılandırılmasında akademik özgürlükler ve hesap verilebilirlik konularının merkeze alınması gerektiğini ifade eden Zafer Çelik, “YÖK reformu ifadesi sıklıkla gündeme geliyor ancak kurulması planlanan kurumların da YÖK’ten çok farkı yok ve vizyonumuz YÖK’ün ötesinde değil. Yasa hakkında konuşurken toplumun ihtiyaçlarına ve özerklik konusuna dikkat etmeliyiz. Yükseköğretim sadece akademisyenlerin değil toplumun da ihtiyaçlarını karşılamalı ve uluslararası örnekler bizim için referans olmalı. Dünyada koordine edici ve düzenleyici kurullar, üniversitenin yönetim kurulları ve senatolar söz konusu. Bizim de yükseköğretim sistemin koordine edebilecek bir kuruma ihtiyacımız var. Konunun tüm paydaşları tarafından değerlendirilen yeni bir yükseköğretim programı planlamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Panelin ardından değerlendirmede bulunan Doç. Dr. Fahrettin Altun, “Sorun alanlarını ve önümüzdeki 10 yılda hangi stratejik hedeflerin olması gerektiğini tartıştık. Bu çerçevede, yükseköğretimde niceliksel büyümeye paralel bir niteliksel büyümenin gerçekleştirilmesi gerektiğini meselesinin altı çizildi. Akademik insan kaynağı yetiştirilmesi bağlamında atılması gereken adımlar olduğu ve uluslararasılaşma konusunun önemi ortaya koyuldu. Ayrıca YÖK’ün konumuyla ilgili tartışmalar da yer aldı” diye konuştu.

“YÖK İLE ÜNİVERSİTE SAYISI ORANTILI DEĞİL”
Türkiye’de 200’ye yakın üniversite bulunduğunu ve YÖK’ün üniversite sayısı ile orantılı olmadığını söyleyen İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “YÖK oluşturulduğu dönemde Türkiye’deki üniversite sayısı yirmili rakamlardaydı. Bugün ise neredeyse 200’ye dayandı ancak YÖK’ün yapısı hala aynı şekilde muhafaza edilmekte. Bu nedenle bugün üniversite sayısı ile YÖK orantılı değil. Ayrıca dünyada yükseköğretimin değişim sürecine biz ayak uyduramadık. Türkiye olarak, AR-GE, indeksli yayın ve özgürlüklere yönelik çalışmalar yapabilmemiz için yükseköğretimin yeniden yapılandırılması gerekiyor. Bu konuda yapılan çalışmalarda anayasanın değişmesine bağlı olduğu için şu anda hayata geçirilemiyor” dedi.

“VAKIF ÜNİVERSİTELERİ İLE ÖZEL ÜNİVERSİTELER AYRILMALI”
Vakıf üniversiteleri ile özel üniversitelerin birbirinden ayrılması gerektiğini ifade eden Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Tüzgen, “Ülkemizde üniversiteler devlet ve vakıf üniversiteleri olarak iki kategoride ele alınıyor. 60’a yakın vakıf üniversitesinin de tamamı aynı şekilde ele alınmamalı. Henüz Türkiye’de özel üniversitelerin kurulması mümkün olmadığı için adı vakıf olan gelir amaçlı üniversiteler var. Bunları özel üniversiteler şeklinde ayırırsak bizim gibi vakıf üniversiteleri için ayrı bir kategori sağlanması mümkün olacaktır” şeklinde konuştu.

“2023 HEDEFİNE 3 BİN 285 GÜN KALDI”
Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olabilmek için yol alırken üniversitelere büyük rol düştüğünü belirten Nişantaşı Üniversitesi İcra Kurulu Üyesi Burak Kılanç, “Türkiye’nin 2023 yılı için hedefleri var. 29 Ekim 2023 tarihine kadar bizim 3 bin 285 günümüz var. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olabilmek için yol alırken üniversitelerimize büyük rol düşüyor. Bu nedenle yükseköğretimle ilgili reformları bir an önce hayata geçirmemiz gerekiyor. Bundan sonra yapılması gereken şey hedefler doğrultusunda aksiyon planını hayata geçirmek” ifadelerini kullandı.


“”Higher Education Must Grow Qualitatively.””

YOK President Prof. Dr. Gokhan Cetinsaya said, “The Higher Education of Turkey must grow qualitatively instead of today’s quantitative growth to add a meaning to the Higher Education of Turkey in 2023.” in the “Reformation of Higher Education in Turkey” panel.
The moderator of the event was SETA Istanbul General Coordinator Doc. Dr. Fahrettin Altun. The attendees included YOK President Prof. Dr. Gokhan Cetinsaya, Marmara University Middle East Research Institute Principal Prof. Dr. Talip Kucukcan and Yildirim Beryazit University Teaching Staff and SETA researcher Yrd. Doc. Dr. Zafer Celik. Prof. Dr. Gokhan Cetinsaya stated that a huge growth has been seen in Higher Education in the past 10 years. Cetinsaya also stated that it is well known that YOK is a bureaucratic establishment and does not answer to the 2547th law and still continues its first day mentality. He continued his speech with; “However there will still be problems after YOK is gone. There has been a great growth in higher education within the last 10 years and the data says that the growth will not be stopping anytime soon. But for Higher Education to add a meaning to 2023’s Turkey, we must transform its quantitative growth into a qualitative growth.”
Prof. Dr. Cetinsaya said, “A big role has been given to the government and foundation universities in the following 10 years for the qualitative growth to continue. In 2050 1 million 750 thousand young people will be turning 18 in Turkey and these individuals will be awaiting higher education. As of 2016, in theory, 1 million 250 thousand people will graduate from high school and will go into higher education, meaning we will need to present a capacity of 400 thousand to these individuals. Some of the growth has been done with the help of distance learning. In the following 10 years while we are continuing our qualitative growth, we must drop the distance learning percentage down and must try and turn distance learning into lifetime learning. The government and foundation universities will be playing a big role in this qualitative growth.”
“EVERY SECTOR IS IN NEED OF DOCTORATE GRADUATES”
 “Due to rapid growth, the number of students and teachers isn’t balanced and the number of teachers needs to rise.” said Prof. Dr. Cetinsaya. He continued by saying, “48 students per teacher. This number needs to be balanced. For us to be able to be at the OECD average, we need 45,000 teachers. Every year we have 4,500 doctorate graduates. However for 2023’s Turkey, we need 10,000-15,000 doctorate graduates. We need a doctorate graduate in every sector.” At the end of his speech Prof. Dr. Cetinsaya emphasized the importance of facing mentality issues in our time and also spoke of the quality of education brought by the internationalization of education.
 “THERE IS A MENTALITY ISSUE IN OUR HIGHER EDUCATION”
Prof. Dr. Talip Kucukhan stated that there is a mentality issue in Turkey’s higher education system while referencing the higher education law. Kucukhan, “The education institutes in Turkey and especially the higher education institutions are all carriers of ideologies. Universities in Turkey are all carriers of homogenization and stereotyping ideologies. The Turkish Language and Ataturk’s Reforms and Principles classes have been taken into the syllabi in this way. After the establishment of YOK, the university system has been too centralized. This situation was eased with the opening of foundation universities but the foundation universities were too late. The reform works of higher education in Turkey has been accelerated within the past years and the democratization phase of the past 15 years has brought the topic of higher education into daylight. Reform is needed today and fast.”
Prof. Dr. Talip Kucukhan also stated that Turkey’s higher education is organized through the constitution. He continued, “No country organizes its higher education through the constitution. This is because it is very difficult to change the system if it is constitutionalized. We can see why constitutional things are so hard to change in today’s Turkey. There can be no changes in higher education until there is a change in the constitution first. It is impossible to rebuild without the universities bearing the weight of ideologies.” 
 “WE MUST PAY ATTENTION TO PEOPLE’S NEEDS AND AUTONOMITY”
Zafer Celik continued the panel by saying, “For higher education to be rebuilt, the topics of academic freedoms and accountability must be centralized. The issue of YOK reform is always highlighted however the other institutions that will replace YOK will not be so different and our vision isn’t beyond YOK. While talking about the law, we must pay attention to people’s needs and autonomity. Higher education shouldn’t just fulfill academicians’ needs but also the people’s needs and international examples should serve as a reference for us. Coordinated and organized institutions in the world, universities’ board of directors and the senate are the point of discussion. Our higher education needs an institution to coordinate it. We need to discuss a new higher education plan.” 
After the panel, Doc. Dr. Fahrettin Altun made and evaluation, “The area of issue and the strategic goals for the 10 years ahead of us was the point of discussion today. In this frame, we have discussed the need for qualitative growth instead of quantitative. We discussed the need for educated human resources and the steps taken to fulfill this need. We also discussed the role of YOK.”
 
“YOK AND THE NUMBER OF UNIVERSITIES ISN’T BALANCED”
IAU President Dr. Mustafa Aydin said in his speech, “There are about 200 universities in Turkey and YOK’s number of universities isn’t balanced. In the time YOK was established in Turkey, the number of universities was about 20. But today, almost 200 universities are established but YOK’s methods are still the same. This is why the number of universities and YOK isn’t in balance. Also we haven’t been able to complete the phase of transition in higher education like the rest of the world. As Turkey, for us to work towards freedom and indexed press, higher education has to be reformed. Since this reform depends on the constitution, it cannot be made today.”
“FOUNDATION UNIVERSITIES AND PRIVATE UNIVERSITIES MUST BE SEPERATED”
Bezmialem Foundation University Rector Prof. Dr. Saffet Tuzgen said, “Foundation Universities and Private Universities have to be separated. Universities in our country are classified as government universities or foundation universities. There are about 60 foundation universities and they should all be weighed the same way. Since it isn’t possible to form a private university in Turkey yet, there are foundation universities that function in the same manner for financial benefit. If we divide these universities as private universities and universities like us, then we can have a different category for foundation universities like us.”
 “3,285 DAYS LEFT TILL THE 2023 GOAL”
Nisantasi University Executive Board Member Burak Kilanc stated that a big role has been given to the universities in helping Turkey become one of the top 10 economies in the world. He continued with, “Turkey has many goals for 2023. We have 3,285 days till 29 October 2023. A big role is given to the universities to help our nation become one of the top 10 economies in the world. This is why we need to reform our higher education as soon as possible. From now on all the things done should be towards our goal.”


https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/aydindusunceDiyanet.jpg

Aydın Düşünce Platformu bu ay Diyanet İşleri konusunu ele aldı. Konuşmacı olarak Diyanet İşleri Eski Bakanı Prof.Dr. Ali Bardakoğlu davet edildi.

Aydın Düşünce Platformu Prof. Dr. Necat Birinci koordinatörlüğündeki toplantıya, İAU Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, İAU Rektörü Yadigar İzmirli, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Sibel Güllüçayır, Eski Devlet Bakanı İAU Öğr. Üyesi Yüksel Yalova gibi önemli isimler katıldı.

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tarihçesinden bahsetti. Bardakoğlu; “”Modern Türkiye, demokratik kültürünü sürekli geliştirerek din ve laiklik arasında bir denge kurmaya çalışmaktadır. Kanaatime göre, Türkiye şu sorulara cevap bulma konusunda mükemmel bir araştırma örneği oluşturmaktadır: Türkiye’yi diğer Müslüman ülkelerden farklı kılan nedir? Türkiye’de İslam’ın ılımlı bir şekilde algılanması ve anlaşılmasının kaynakları nelerdir? İslam ve demokrasi bir arada var olabilir mi? Demokrasi dinî çeşitliliğe ne dereceye kadar özgürlük sağlayabilir? Bildirimde söz konusu sorulara cevap bulmaya çalışacağım.”” diyerek konu üzerinde yorumlarını dile getirdi. Katılımcılarında söz aldığı toplantıda merak edilen bilinmeyen yönler üzerinde tartışıldı. Konunun derinliğinden ötürü bir sonraki ayda bu konu üzerinde devam edilmesi gerektiği üzerinde önerilerde bulunuldu.

İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın’ın, Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’na Aydın Düşünce Platformu’nun plaketini takdim etmesiyle toplantı sona erdi.

https://twitter.com/aydindusunce


https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/KCKonseyGenel-Kurul.jpg

Küçükçekmece Kent Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydın açılış konuşmasında Kent Konseyi’nin oluşumu ve çalışmaları hakkında genel bilgilendirme yaptı. Yapılan çalışmalardan bahseden Aydın, “”Bağımlılık yapan maddeler en önemli çalışma konusunu oluşturdu. Çevre bilinci ve hijyen konusunda çalışmalar yapıldı. Engelliler konusunda önemli çalışmalar yapıldı. İş adamlarına yönelik bilgilendirme toplantıları yapıldı. Kaymakam ve Belediye Başkanımıza ayrıca teşekkür ederim.”” diyerek toplantıyı başlattı.

Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, Kent konseyinin yeni oluşum olduğu ve önemli olduğunu belirtti. Bütçe konusunda kent konseylerinin sıkıntısı olduğu, kanunun yeniden ele alınması gerektiği, İlçemizde belediye bütçesini bilen vatandaşların çok az olduğu ve vatandaşların bütçenin nasıl kullanıldığı hakkında bilgi talep etmesi gerektiğini anlattı. Küçükçekmece’de birlikte yaşadığımızı ve birlikte hareket etmemiz gerektiğini ve çözüm odaklı çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti. Kent Konseyinin siyasi yapıdan uzaklaştırılmasının en önemli görevimiz olması gerektiğini anlattı. Yeni dönemin hayırlı olmasını diledi.

Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya, Kent konseyinin tüm taleplerinin ilgili kurumlarca yerine getirildiğini söyledi. “”Küçükçekmece Kent Konseyi bu konuda rüştünü ispat etmiş bir konseydir. Kendilerine teşekkür ederim. Kadından ve mazlumdan yana bir yönetim anlayışını hakim kılmalıyız. Kent konseyi proje çalışmalarına ağırlık vermeli sayıca uygun ama nitelikli olmalı”” dedi.

Diğer katılımcı ve üyelerinde görüşlerini belirttiği Genel Kurul sonunda Kent Konseyi Başkanlığını Dr. Mustafa Aydın’ın yürütmesine oy birliği ile karar verildi. Divan Başkanı Şaban Gülbahar, üyeliğine ise Faysal Güler ve Ali Şahin Dolunay seçildi.

https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/egitimussupaneli.jpg

OECD ülkeleri arasında yüzde 1 ile Polonya ile birlikte en az uluslararası öğrenciyi misafir eden Türkiye’nin toplam 250 milyar dolara ulaşması beklenen uluslararası öğrenci pazarından daha fazla pay alabilmesi için yapması gerekenleri birkez daha devlet ve özel sektör birlikte ele aldı.
Kabataş Lisesi Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıda, eğitim üssü olmak için Türkiye’nin yapması gerekenleri yerli ve yabancı uzmanlar değerlendirerek, yol haritası olabilecek önerilerde bulundu.
Küresel eğitim endüstrisinin 5 trilyon dolarlık bir hacme ulaştığı belirtilen toplantıda, ABD’de 800 bin, İngiltere’de 500 bin ve Avusturalya’da ise 150 bin yabancı öğrencinin bulunduğu ifade edilerek, hızla büyüyen uluslararası öğrenci pazarının şimdilik 170 milyar dolar olduğu kaydedildi.
Aralarında ABD Konsolosluğu Kültür ve Basın Konsolosu Craig Dicker, DEİK Eğitim Komisyonu Başkanı Dr. Mustafa Aydın, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yardımcısı Dr. Gürsel Dönmez ve Almanya Jacobs Üniversitesi Direktörü Dr. Heiko Walkenhorst ‘un de bulunduğu konuşmacılar, eğitimin kalitesinin yanı sıra finansman, emlak, sigorta ve insan kaynağının eğitim üssüne giden yoldaki vazgeçilmez unsurları olduğuna işaret etti.
Programın organizatörlerinden Horizon Yurtdışı Eğitimin’in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Gültekin programın açılış konuşmasını yaparken uluslararası öğrencilerin, gidecekleri ülkeleri seçerken, göz önüne aldıkları başlıca kriterlerin eğitimde kalite, istihdam edilebilirlik, ulaşılabilirlik, finanse edilebilirlik, güvenlik ve yaşam tarzı olduğunu söyledi.
Gültekin, Türkiye’nin dünya eğitim üssü haline gelmesinin imkansız olmadığını belirterek, “”Yeter ki bilimsel liyakate dayalı bir yapılanma sağlansın”” diye konuştu.
Dr. Mustafa Aydın, işin sadece okul açmaktan ibaret olmadığını ve daha entegre bir yaklaşım gerektiğini ifade ederek, Türkiye’deki iyi olanakların pazarlanmasının da önemine dikkat çekti. Yabancı dil sorunun da konu edildiği panelde küresel etkileşimli okulların sayısının artırılması ve dil eğitiminin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Türkiye’nin eğitim üssü haline getirilmemesi halinde fast food zincirlerinde olduğu gibi uluslararası eğitim kurumlarının şubelerinin pazarda hakim hale gelebileceğine dikkat çeken Dr. Gürsel Dönmez, devlet bursuyla yabancı öğrenci getirilmesinin rekabetçi bir yapı oluşturulmasına hizmet etmediğini kaydetti.
Panelde, uluslararası öğrencilerin fen, teknoloji, mühendislik ile Matematik dallarını tercih ettiği belirtilirken, pazarlama ve yönetimin de artan talep gören diğer branşlar olduğu ifade edildi. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, sosyal bilimlerin de unutulmaması gerektiğini ekledi.
Panelin moderatörü Eğitimci Gökhan Yücel ise, “”Çok kısa bir süre zarfında ihtiyaç duyulduğu için Suriye’deki zulümden kaçıp gelen 2 milyona yakın insanın 150 binden fazla çocuğuna eğitim ve öğretim imkanı, 4 binden fazla yabancı ülke uyruklu üniversite öğrencisine ülkemiz üniversitelerinde eğitim imkanı ve burs sağlayan Türkiye’nin eğitim üssü olmak için her türlü imkana, fiziki donanıma, organizasyona ve yeterliliğe sahip olduğu açıktır. Ülkemizin kriz anında gösterdiği bu ve benzeri reflekslerin, geleceğe yönelik daha büyük ölçekli stratejik bir eğitim aklına ve vizyonuna dönüştürülmesi, küresel bir çapa yayılması, 21. Yüzyıl’ın şart koştuğu gerekli tüm deneysel hamlelerin ve yatırımların yapılması, 2023 hedeflerine yönelik son derece olumlu katkıları beraberinde getirecektir”” diyerek paneli sonlandırdı.
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız başta olmak üzere Vakıf ve Devlet Üniversiteleri rektörü, Kolej ve Eğitim kurumları sahipleri, akademisyenler, uluslararası ofis uzmanları, rehber öğretmenler ve öğrencilerin izlediği panelin ardından İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, uluslararası öğrenci kazanmanın aynı zamanda bir tecrübe işi olduğunu belirterek, “”Buradaki panelde de dinledik ve gördük, konuşmacılarımız Türkiye, İstanbul merkezli bir eğitim üssü olabilir fikrinin altını doldurdular”” dedi.
Bin kişiyi aşan ziyaretçiye ev sahipliği yapılan etkinlikte paneli 300’e yakın kişi takip etti. Sebit Eğitim ve Bilgi Teknolojilerinin öğretmenlere özel platformu “”Vitamin öğretmen”” portalı aracılığıyla, canlı olarak, tüm Türkiye’den izlenen etkinlik EğitimÜssü hashtag ile sosyal medyada da binlerce yorum aldı.
Panel dışında, etkinliğe katılan dünya çapında prestijli 30 üniversite hem stant açtı, hem de paralel oturumlarla, sınıflarda öğrencileri kabul ederek sunumlarını yaptılar.
Etkinlik aynı gün bir gurur tablosuna daha ev sahipliği yaptı. Horizon Eğitim Grubu ve İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde, Mayıs 2013’te başlayan ve başarılı devlet okulu öğrencilerine de dünya üniversitelerinin kapıları aralayan ve Cambridge University Uluslararası Lise Programlarının sunulduğu “”Uluslararası Lise Denkliği”” projesi lanse edildi.
Atatürk Fen Lisesi ve Kabataş Erkek Lisesinde öğrenim gören öğrencilere Cambridge University Uluslararası Lise Programlarının sunulduğu “”Uluslararası Lise Denkliği”” projesi kapsamında yıl boyunca Cambridge A – Level Eğitimi almaya hak kazandığı açıklandı.
Eğitimler sonunda başarı gösteren ve devam etmek isteyen öğrenciler yurtdışında burslu öğrenim görme imkanı elde edecek. Burs kazanan bu öğrenciler İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız tarafından ilan edildi ve belgeleri verildi.


https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/ABTRALGISI.jpg

 Konferansta konuşma düzenleyen İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Batı’daki Türk algısını değiştireceğiz” dedi.

Brüksel’de düzenlenen konferansa AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır da katılarak açılış konuşmasını yaptı. Bozkır, “Türkiye çok önemli bir dönem geçiriyor. Bu dönem Türkiye’nin Avrupa Birliğine, Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye en fazla ihtiyacı olduğu dönem. O nedenle bugünkü toplantının konusunun bizim yapmak istediklerimizle çok örtüştüğünü biliyorum. Böyle çalışmaların Türkiye’nin yeni imajını anlatmak, AB’nin Türkiye’de zedelenmiş imajı ve AB’de de Türkiye’ye bakış açısından zedelenmiş imajı düzeltmek için çok yararlı olacağını düşünüyorum”” şeklinde konuştu.

Konferansta Türkiye Avrupa Birliği Büyükelçisi Selim Yenel, İAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Dr.Mustafa Aydın, UNESCO Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı, Batı Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Selin Şenocak, AB Milletvekili ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi M.Hugues Bayet ile Le Monde/ Liberation Genel Yayın Yönetmeni M. Marc Semo konuşma yaptı. Katılımcıların konuşmaları ardından konferans soru-cevap şeklinde devam etti.

İlki Fransa’da Sorbonne’da gerçekleşen konferansın Brüksel ayağının ardından açıklamalarda bulunan İAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın konferansların Almanya, Madrid, Viyana, Roma ve Londra’da da devam edeceğini belirtti ve “”Avrupa maalesef bizi tanımıyor veya tanımak istemiyor. Kafalarında oluşmuş önyargılarla yaklaşıyorlar. Belki bizim tarafımızda da eksikler vardır, bizim de Avrupalıya zaman zaman önyargıyla yaklaştığımız durumlar oluyor. Ama Avrupalının önyargılısı çok daha fazla, bir kısım olumsuzlukları anında Türkiye’ye mal edebiliyorlar”” şeklinde konuştu.

Üniversitelerin kendi toplumu ve toprağı ile bütünleşmeleri gerektiğine değinen Aydın, “”İAÜ olarak bir Batı Araştırmaları Merkezi kurduk. Bu merkezin temel amacı hem Batı’nın bu yanlış görüsüne açıklık getirmek, hem bizim tarafımızdan önyargıları kırarak, gerçeklerden hareket ederek doğruları yakalamak. Dolayısıyla bu konferansların temel amacı üniversitelerin öncülüğünde, o ülkelerdeki bizim Daimi Temsilciliklerimizle, Büyükelçiliklerimizle ve o ülkelerdeki üniversitelerle işbirliği içerisinde gerçeklerle, özellikle de Avrupalıların yüzleşmesini sağlamak”” ifadesinde bulundu.

Programını değiştirerek konferansa katılan AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’a teşekkür eden Dr. Mustafa Aydın “”Kapanış konuşmamda da belirttiğim gibi bu topyekun çalışmamız gereken bir mesele; basın mensuplarımız, burada yaşayan vatandaşlarımız, Avrupa’da ‘Türkiye’nin dostuyum’ diyen Avrupalılarımız, üniversiteler değişik platformlarda elbirliği ile bu gerçekleri haykırırsak sonuca ulaşacağımıza inanıyorum”” diye konuştu.

https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/baskan4-1.jpg
Horizon Eğitim Grubu’nun İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortaklaşa düzenlediği etkinlikte, Amerika, İngiltere, Almanya, Kanada ve Fransa’dan yüksek eğitim kurumları, Türk eğitim dünyasının önemli akademisyenleri, yöneticileri, eğitim basını, öğretmenler ve öğrenciler ile buluşarak, kurumları hakkında bilgi verecek ve soruları yanıtlayacak.

Etkinlik kapsamında düzenlenecek “Türkiye eğitim üssü olabilir mi” başlıklı panele Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yardımcısı Dr. Gürsel Dönmez, DEİK Eğitim Ekonomisi İş Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydın, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Almanya Jacobs Üniversitesi Direktörü Dr. Heiko Walkenhorst ve ABD Konsolosluğu Kültür ve Basın Konsolosu Dr. Craig Dicker katılacak.

Etkinlikte Yurtdışı Eğitim Çalıştayı’na katılacak 30 dünya üniversitesinin uluslararası öğrenci kabul ofis yetkilileri, üniversite programları ve kurumları hakkında 20’şer dakikalık sunumlar yapacak. Öğrenci ve velilerin üniversite yetkilileriyle özel görüşmeler yapabileceği etkinlik boyunca ön lisans, lisans ve yüksek lisans ile doktora başvuru şartlarını öğrenebilecek ve direkt kabul alma ile burs olanakları hakkında bilgi alabilecek.

Ayrıca geçen yıl Kabataş Erkek Lisesi ve Atatürk Fen Lisesi ile başlatılan A Level projesinde dereceye giren başarılı öğrencilere yurt dışı üniversite bursaları da dağıtılacak.

Etkinliğe Anadolu ve özel lise öğrencileri, İngilizce bölüm başkanları, rehber öğretmenler, üniversite öğrencileri, Milli Eğitim Bakanlığı 2013 LYSY bursiyer öğrencileri ile okul yöneticileri davet edildi.

Etkinlikte, University of Glasgow, Cornell University, Cambridge University CIE, Michigan State University, Carnegie Mellon University, Fordham University, Goldsmiths University of London, University of East Anglia, Iowa State University, Rochester Institute of Technology, University of Alberta, University of Southern California yer alacak.

Katılımın ücretsiz olduğu etkinliğe online davetiye için kayıtlar “http://istanbulworkshop.com” adresinden yapılabiliyor.


https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/tokto-turk-japon-forum.jpg

Ekonomi Bakanı sayın Nihat Zeybekçi başkanlığında gerçekleştirilen ‘Türkiye-Japon İş Forumu’ kapsamıda Tokyo’ya giden Dr. Mustafa Aydın burada Japonya’nın önde gelen üniversite temsilcileri, rektörleri ve Mütevelli Heyet Başkanları ile bir araya geldi. Eğitim sektörümüzü temsilen toplantılara katılan DEİK eğitim ekonomisi İŞ Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydın aynı zamanda Tokyo Yunus Emre Enstitüsü Başkanı, Türk-Japon Öğrenciler Derneği üyeleri ve Japonya’da yaşayan Türk akademisyenlerle de bir araya geldi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de katıldığı toplantılarda ortak işbirlikleri geliştirme, eğitim konusunda ortak proje ve araştırmalar yürütme, karşılıklı öğrenci ve akademisyen değişimine önem verme kararı alındı.


The ‘Turkish-Japanese Business Forum’ which took place with the presidency of the Minister of Economy Nihat Zeybekçi hosted a meeting between Dr. Mustafa Aydın and the Presidents, Rectors and the Representatives of the leading Japanese universities in the city of Tokyo. As the representative of our education sector, DEİK Education Economy İŞ Council President Dr. Mustafa Aydın also met with the Tokyo Yunus Emre İnstitute President, Turkish-Japanese Student Association members and the Turkish academicians that live in Japan.

Discussions of partnership relations development, partnership in education and research, student and academician exchange took place in the meetings that Economy Minister Nihat Zeybekçi also attended.


https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/baskan4-1.jpg

Barışı, kardeşliği, sevgiyi, saygıyı ve hoşgörüyü simgeleyen, birlik ve beraberliğin en üst düzeyde yaşandığı bir bayrama daha birlikte ulaşmanın sevincini yaşıyoruz.

İçinde bulunduğumuz huzur ve güven ortamında, sizlerle birlikte kutlamaktan gurur duyduğum Kurban Bayramı vesilesiyle;  ülkemizin ve bölgemizin birlik ve beraberlik içerisinde daha güzel yarınlara ulaşmasını dilerken, bundan sonraki bayramların da aynı güzellikte geçeceğine olan inancımı ifade etmek istiyorum.

Tüm değerli personelimizin ve değerli öğrencilerimizin mübarek Kurban Bayramını kutlar, sevdikleriyle birlikte nice güzel bayramlar geçirmelerini temenni ederim.

https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/KCKENTKADINLAR.jpg

Küçükçekmece İBB Sosyal Tesisler’de 01.10.2014 tarihinde gerçekleştirilen toplantıya Küçükçekmece İlçe Kaymakamı Harun Kaya, Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Sibel Güllüçayır, İlçe müftüsü Cemalettin Bal, İlçe Nüfus müdürü Pembe Poyraz, ilçemizde bulunan iş kadınları, bayan kanaat önderleri ve Küçükçekmece Kent Konseyi Yürütme Kurulu, Komisyon ve Meclis Başkanları katılım göstermişlerdir.

Küçükçekmece Kent Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Küçükçekmece Kent Konseyinin 15 günde bir değişik kurum ve kuruluşlar ile toplantılar yapıldığını ve yapılacak olan toplantıda da Küçükçekmece’ye “”Kadın”” gözüyle bakılacağını dile getirdi. Yapılan her toplantıya katılım gösteren Küçükçekmece Kaymakamı Sayın Harun Kaya’ya ve desteklerinden dolayı Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Sibel Güllüçayır’a teşekkürlerini dile getirerek toplantıyı başlattı.

Gündemi uzun zamandır meşgul eden Uyuşturucu Madde Bağımlığı bu toplantıda da ana madde olarak ele alındı. Kadınların ve çocukların daha rahat olabilmesi adına sokaklarda güvenliğin arttırılması yönünde önerilerde bulunuldu. Bonzainin çok büyük sorun olduğu ve çocuklar için endişe duydukları iletilmiştir.Bazı kafelerde hala nargile içildiği ve bununla ilgili daha sık denetim yapılması gerektiği dile getirilmiştir. Atakent 1. Etap 1.bölgeye baz istasyonu yapıldığı ve orada yaşayan başta çocuklar olmak üzere herkesin hayati tehlikesi olduğu iletilmiştir. Açık alanda insanların okumaya teşvik edilmesi gerektiği, duraklara dergi, gazete, kitap gibi materyallerin bulundurulması gerektiği iletilmiştir. Sağlık ve sosyal hayatta farkındalık yaratılması gerektiği iletilmiştir. Hastalıklara karşı bilinçlendirme çalışmaları yapılması gerektiği iletilmiştir. Toplum olarak bu konulara çok duyarsız olunduğu dile getirilmiştir. STK’ların sayı olarak çok az olduğu ve kamu yararına çalıştıkları için çoğaltılması gerektiği bildirilmiştir.

background

Twitter'da takip edin

Haberler, güncellemeler ve bilgilendirmeler için takip edin.

  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image

Instagram'da takip edin

TAKİP ET @profmustafaaydin