https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/TUMSIAD.jpg


TUMSİAD İstanbul Şubesinin Aralık Ayı konuğu olan Dr. Mustafa Aydın ‘Üniversite-Sanayi İşbirliğinin Önemi’ konulu seminer verdi.

Konuşmasında ‘Ülkelerin kalkınma düzeyleri sahip oldukları kaynaklarını ne ölçüde verimli kullandıkları ile orantılıdır. Üniversitelerin ve sanayi kuruluşlarının mevcut imkânlarını birleştirilerek bilimsel, teknolojik ve ekonomik yönden gelişmeleri için yaptıkları sistemli çalışmalar bütünü olarak tanımlanan; üniversite-sanayi işbirliği çok önemlidir.’ diyen Dr. Aydın ‘Üniversite – sanayi işbirliğinin arzulanan düzeye ulaşması, üniversite ve sanayi işbirliği hedeflerinin açıklıkla saptanmasına bağlıdır. Hedefler ülkelerin bilim ve teknoloji politikaları ile belirlenmeli, üniversite ve sanayi arasında kazan-kazan dengesi kurularak saptanmalıdır.’ Dedi.

Uzun bir soru cevap bölümünden sonra TUSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Aydın’a katılımlarından dolayı teşekkür ederek hediyelerini takdim ettiler.



Dr. Mustafa Aydın was the monthly guest of TUMSIAD Istanbul branch, where he gave a seminar about ‘The Importance of Cooperation between Universities and Industry’. Dr. Aydın Said that ‘The development of countries depend on how well they use their resources. The cooperation between universities and the ındustry is crucial in order to develop scientific, technological, and economic advancement. We need to establish clear goals in order to develop close relations. We need to come up with new scientific and technological policies that will allow us to create a win-win formula for both the academic World and the industries needs’.

After a long Q&A session the Board members of TUMSIAD present a gift to Dr. Aydın for his participation

https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/TUMSIAD-1.jpg



TUMSİAD İstanbul Şubesinin Aralık Ayı konuğu olan Dr. Mustafa Aydın ‘Üniversite-Sanayi İşbirliğinin Önemi’ konulu seminer verdi.

Konuşmasında ‘Ülkelerin kalkınma düzeyleri sahip oldukları kaynaklarını ne ölçüde verimli kullandıkları ile orantılıdır. Üniversitelerin ve sanayi kuruluşlarının mevcut imkânlarını birleştirilerek bilimsel, teknolojik ve ekonomik yönden gelişmeleri için yaptıkları sistemli çalışmalar bütünü olarak tanımlanan; üniversite-sanayi işbirliği çok önemlidir.’ diyen Dr. Aydın ‘Üniversite – sanayi işbirliğinin arzulanan düzeye ulaşması, üniversite ve sanayi işbirliği hedeflerinin açıklıkla saptanmasına bağlıdır. Hedefler ülkelerin bilim ve teknoloji politikaları ile belirlenmeli, üniversite ve sanayi arasında kazan-kazan dengesi kurularak saptanmalıdır.’ Dedi.

Uzun bir soru cevap bölümünden sonra TUSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Aydın’a katılımlarından dolayı teşekkür ederek hediyelerini takdim ettiler.



Dr. Mustafa Aydın was the monthly guest of TUMSIAD Istanbul branch, where he gave a seminar about ‘The Importance of Cooperation between Universities and Industry’. Dr. Aydın Said that ‘The development of countries depend on how well they use their resources. The cooperation between universities and the ındustry is crucial in order to develop scientific, technological, and economic advancement. We need to establish clear goals in order to develop close relations. We need to come up with new scientific and technological policies that will allow us to create a win-win formula for both the academic World and the industries needs’.

After a long Q&A session the Board members of TUMSIAD present a gift to Dr. Aydın for his participation

https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/SIFIR-MERIDYEN.jpg


İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye’nin gündemine de oturan sıfır meridyeni çalıştayına ev sahipliği yaptı. Oturum Başkanlığı’nı Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın üstlendiği çalıştayda, Astronom Yakup Emre, Prof. Dr. Türker Özkan, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Yalçın Koçak, Prof. Dr. Cengizhan İpbüker, Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır, Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, Prof. Dr.  Feza Günergun, Prof. Dr. Adnan Ökten gibi isimler yer aldı. Açılış konuşmasını yapan İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selami Gözenç “Yer yuvarlığı üzerindeki coğrafi konumu belirleyen boylam çizgilerinin başlangıcı olan sıfır çizgisi, tarih çağları içinde zamana ve ülkelerin kuvvet durumlarına göre değişiklik gösterecek şekilde karşımıza çıkmıştır. Dünyamızı doğu-batı olarak ikiye ayıran bu çizgi, uluslararası saatler ile saat farklarını belirlemek bakımından büyük önem taşır” şeklinde konuştu.
İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın
‘Siyasi Nedenlerle Dünyanın Merkezi İngiltere Kabul Edildi’
“Greenwich ne anlam ifade ediyor diye düşünüyorduk. Dünya’nın merkezinin neden Greenwich olduğunu bilmiyorduk. Yalnızca konuyla alakalı olan belirli akademisyenler bunun nedenini ve derinini biliyor. Biraz incelendiğinde İstanbul’un sıfır meridyeninin başlangıç noktası olduğunu ve yıllarca bu şekilde kullanıldığını biliyoruz. Ancak kamuoyu bunu böyle algılamıyor. 1884 yılında Washigton’da Uluslararası Meridyen Konferansı adı altında toplantı düzenleniyor. O dönem Osmanlı’yı konferansta Ahmed Rüstem Efendi temsil ediyor. Ahmed Rüstem Efendi oyunu ‘Uluslararası ilişkilerle sınırlı olmak kaydıyla ortak saatin kabulünden yana’ Greenwich için kullanıyor. Bu konferansta Greenwich,  22 oyla ‘Sıfır meridyeni’ olarak kabul ediliyor. Bir medeniyetin, bir teknolojinin sonucu olarak bugün Greenwich’in başlangıç noktası olduğu düşüncesi yaygındır. Oysaki bu da İngiliz siyasetinin sonucudur. Bizler üniversite olarak kamuyu aydınlatmak ve gelecek nesillere doğru bilgiyi aktarmakla mükellefiz.”
Prof. Dr. İlber Ortaylı
‘İngilitere Batsa, Greenwich Kalacak’
“Sıfır meridyen konusu son derece izafi bir meseledir. Eski haritalarda muhtelif yerlerde olduğunu söylemiştik. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde, bütün yollar Batı Roma’ya çıkar ve dünyanın merkezi orası kabul edilirdi. Bizans diye yanlış olarak isimlendirilen Yeni Roma’da ise dünyanın sıfır noktası su terazisinin yanında bulunan milyon taşıdır. Bütün dünyanın başlangıç ve merkez noktası orasıydı. Greenwich rasathaneleri Britanya İmparatorluğu’nun tezahürü olarak kabul edildi. Bu sempozyumda bunun üzerinde durulacak. Tabi bunu değiştirmek mümkün değildir. Dünya 100-150 senede çok değişti. Çok kayıtlar, çok sistemler buna göre kuruldu. Hiç kimse değiştiremeyecek. İngiltere’nin kendisi batsa bu meridyeni kalacak. Buna rağmen bunu bilmek lazım. Eski haritalarda ve saptamalarda bunun gerekçelerini tartışmak lazım. Bu bir ilim meselesidir.”
Prof. Dr. Türker Özkan
‘Sıfır meridyeni Ayasofya’nın âleminden geçiyor’
“Bu kavramlar Eratosthenes ve Hiparcus tarafından başlatılmıştır. Birçok şehre ise Strabo uygulamıştır. Dünya haritası için ilk kullanılan meridyen Ptolemy başlangıç meridyeni bugün Winchseter’a karşılık geliyor. Christopher Colombus ise, Atlantik’in ortasında bir noktayı alıyor, buna da Tordesillas Meridyeni diyor. Ayrıca Fransızlar da benzer çalışmalar yaptılar ve Paris meridyenini başlangıç olarak aldılar. Bir kaynağa göre İstanbul’daki sıfır meridyeni İstanbul’un 70 mil doğusundan geçen bir yer olarak söyleniyor. Diğer bir kaynağa göre ise, Ayasofya’nın kubbesindeki aleminden geçen boylam esas alınacak şeklinde belirtiliyor. Başka bir kaynak da yine Ayasofya’nın çatısından geçen boylamın esas alındığını söylüyor.”
İAÜ TARMER Müdürü Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem
‘Meridyenin işaretleri 116 yıl önce bulundu
“Dünyada konum belirlemede ve koordinatların bulunmasında sıfır meridyeni büyük önem taşıyor. Dünyada konum belirlenirken, sıfır meridyenleri İstanbul’dan Ayasofya’nın alemi esas alınarak geçmiştir. Bu da yurdumuzun önemli bir tarihi geçmişini ifade ediyor. Gerçekten dünyanın doğu ve batısını birbirinden ayırma özelliği olan meridyenin İstanbul’dan geçen bir meridyen olduğu ve hatta 116 yıl öncesinde bu meridyenin işaretlerinin bulunduğuna değiniliyor.”
Astronom ve Araştırmacı Yakup Emre
‘Müslüman bilim adamlarına göre Başlangıç Meridyeni
“Matematikçi ve astronomi âlimi, Timur hükümdarı Uluğ Bey, Semerkant Rasathanesi’nde Zîc-i Uluğ Bey’i meydana getirmiştir. Zîc-i Uluğ Bey, Kamçatka’nın doğusundan geçen meridyeni esas almıştır. Burası, Greenwich’e göre ilk sabah vaktinin zuhur ettiği yer olarak da bilinmektedir. Takıyuddin Er Rasıd da yaptığı koordinat hesaplarını Kanarya adalarına göre yapmıştır. İkinci Abdulhamid Han devrinde şehzâdelere coğrafya dersleri veren Mehmed Eşref Bey’in çizdiği dünya haritalarında baş meridyen olarak Paris veya Greenwich’i başlangıç meridyeni olarak aldığı görülürken, Osmanlı memleketlerine ait haritalarda baş meridyen olarak İstanbul’dan geçen meridyeni esas alınmıştır.”
Prof. Dr. Metin Tuncel
‘Milli saat ilk demiryollarında kullanıldı’
“Saatler kavramında mahalli saat, milli saat, uluslararası saat ve bizim namaz vakitlerini bildirmeyi esas alan ezani saat vardır. Mahalli saate göre, güneş, her meridyenin üstüne geldiği zaman günün ortasıdır. Gün bundan 12 saat önce başlar, 12 saat sonra biter. Şimdiki modern saatte günün başlangıcı gece 12:00’dir. Ezani saatte günün başlangıcı akşam 12.00’dir. Mahalli saatlerden sonra ulaşım zorluğu çekilince milli saate geçme zorunluluğu oluştu.”



Istanbul Prime Meridian Workshop
The Millenium Stone that was placed in Istanbul, marking it as the prime meridian of the world, set by the Roman Emperor Constantine I in 4th century in Sultanahmet Square had lost its place as the center of the world to Greenwich 130 years ago.
IAU hosted the prime meridian meeting in the month of December. The seating presidency was given to Prof. Dr. Ilber Ortayli. The workshop included people such as astronomer Yakup Emre, Prof. Dr. Turker Ozkan, Avasya Strategic Research Center Directors Member Yalcin Kocak, Prof. Dr. Cengizhan Ipbuker, Prof. Dr. Abulaziz Bayindir, Prof. Dr. Huseyin Turoglu, Prof. Dr. Feza Gunergun, Prof. Dr. Adnan Okten. The opening speech was made by IAU teaching member Prof. Dr. Selami Gozenc. Gozenc, “The beginning of the latitude and longitude lines, the prime meridian, has been changing according to the eras of history and the shifting strengths of nations. This line which separates our world into east and west also carries a very important role in deciding the time zones.”
IAU President Dr. Mustafa Aydin
 ‘England was chosen as the center of the world for political reasons’
We used to think what was the meaning of Greenwich however we did not know why the center was Greenwich.”
Only a few academicians that are related and experts on the topic know why. When you look you see that Istanbul is and always was the center of the map. However the public do not view this as we do. In 1884 a meeting takes place under the name of Washington International Meridian Conference. At that time Ahmed Rustem Efendi represents the Ottoman Empire. Ahmed Rustem Efendi gives his vote to Greenwich given the condition that Greenwich be used as a center for only international relations. It is thought that Greenwich is the prime meridian today due to the civilization and technology there. However this fallacy is the equation of English politics. We, as universities, have to enlighten the people and are amenable for relaying the truth to the following generations.”
Prof. Dr. İlber Ortaylı
 ‘If England falls, Greenwich will stay’
 “The topic of the prime meridian is a very relative topic. We said that it changes in old maps. In the East Ancient Roman Empire all roads lead to the Western Roman Empire and this was accepted as the center of the world. New Rome, inaccurately named Byzantium, has the millennium stone next to the water scale to mark the prime meridian. The beginning of the world and the center point was there. The Greenwich observatories were accepted as the British Empire’s manifestations. We will stay on this topic in this symposium. Of course, however, it isn’t possible to change this. The world has changed drastically in the last 100-150 years. Many archives and systems have been structured around this. Even if England falls, this meridian will stay. We have to accept this fact. We have to discuss these facts on old maps and derivations. This is a topic of science.”
Prof. Dr. Türker Özkan
 ‘The Prime Meridian passes through Hagia Sophia’s World’
 “These concepts were found by Eratosthenes and Hiparcus. Strabo applied these concepts to many cities. The first meridian used for the world map had Ptolemy as a start and today his meridian is against Winchester. Columbus however takes a place in the Atlantic as the prime meridian and this is called the Tordesillas Meridian. The French have also made similar works and it is seen as Paris being the prime meridian. According to one source it is said that the prime meridian in Istanbul passes by 70 miles east of Istanbul. Another source states that the dome of Hagia Sophia shows the true prime meridian.”
IAU TARMER Principal Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem
‘The signs of the meridian have been found 116 years ago.’
 “The prime meridian carries a very important task in the location services in our world today. When the locations in the map were being made, the Hagia Sophia in Istanbul was chosen as the prime meridian. This shows the historical importance of our city. It is reality that the line that separates the east and west is actually located in Istanbul and there have been signs showing that this was the case from 116 years ago.”
Astronomer and Researcher Yakup Emre
 ‘The Prime Meridian according to Muslim Scientists’
 “Mathematician and Astronomer Ulug Bey of the Timur Empire has made the Zic-i-Ulug Bey in the Samarkand Observatory. Zic-I Ulug Bey took the meridian on the east of Kamchatka. This area, according to Greenwich, is the first place in the world to reach the morning time. Takiyuddin Er Rasid also took a meridian and marked it as the Canary Islands. In the time of Sultan Abdulhamid II, the geography teacher of the princes was Mehmed Esref Bey and according to the map he drew the prime meridian was located in Paris or Greenwich. However in the Ottoman maps it is seen that Istanbul is the prime meridian.”
Prof. Dr. Metin Tuncel
 ‘The National Time was first used on the Railroads”
 “In the world of time we have local, national, international and our prayer time. According to the local time whenever the sun is on the meridian it is the middle of day. Day starts 12 hours before this and ends 12 hours later. Today, however, the day starts at midnight. According to the prayer time the day starts at night 12:00. When transportation becomes a problem due to local time national time came into play.”



https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/SIFIR-MERòDYEN.jpg


İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye’nin gündemine de oturan sıfır meridyeni çalıştayına ev sahipliği yaptı. Oturum Başkanlığı’nı Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın üstlendiği çalıştayda, Astronom Yakup Emre, Prof. Dr. Türker Özkan, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Yalçın Koçak, Prof. Dr. Cengizhan İpbüker, Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır, Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, Prof. Dr.  Feza Günergun, Prof. Dr. Adnan Ökten gibi isimler yer aldı. Açılış konuşmasını yapan İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selami Gözenç “Yer yuvarlığı üzerindeki coğrafi konumu belirleyen boylam çizgilerinin başlangıcı olan sıfır çizgisi, tarih çağları içinde zamana ve ülkelerin kuvvet durumlarına göre değişiklik gösterecek şekilde karşımıza çıkmıştır. Dünyamızı doğu-batı olarak ikiye ayıran bu çizgi, uluslararası saatler ile saat farklarını belirlemek bakımından büyük önem taşır” şeklinde konuştu.
İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın
‘Siyasi Nedenlerle Dünyanın Merkezi İngiltere Kabul Edildi’
“Greenwich ne anlam ifade ediyor diye düşünüyorduk. Dünya’nın merkezinin neden Greenwich olduğunu bilmiyorduk. Yalnızca konuyla alakalı olan belirli akademisyenler bunun nedenini ve derinini biliyor. Biraz incelendiğinde İstanbul’un sıfır meridyeninin başlangıç noktası olduğunu ve yıllarca bu şekilde kullanıldığını biliyoruz. Ancak kamuoyu bunu böyle algılamıyor. 1884 yılında Washigton’da Uluslararası Meridyen Konferansı adı altında toplantı düzenleniyor. O dönem Osmanlı’yı konferansta Ahmed Rüstem Efendi temsil ediyor. Ahmed Rüstem Efendi oyunu ‘Uluslararası ilişkilerle sınırlı olmak kaydıyla ortak saatin kabulünden yana’ Greenwich için kullanıyor. Bu konferansta Greenwich,  22 oyla ‘Sıfır meridyeni’ olarak kabul ediliyor. Bir medeniyetin, bir teknolojinin sonucu olarak bugün Greenwich’in başlangıç noktası olduğu düşüncesi yaygındır. Oysaki bu da İngiliz siyasetinin sonucudur. Bizler üniversite olarak kamuyu aydınlatmak ve gelecek nesillere doğru bilgiyi aktarmakla mükellefiz.”
Prof. Dr. İlber Ortaylı
‘İngilitere Batsa, Greenwich Kalacak’
“Sıfır meridyen konusu son derece izafi bir meseledir. Eski haritalarda muhtelif yerlerde olduğunu söylemiştik. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde, bütün yollar Batı Roma’ya çıkar ve dünyanın merkezi orası kabul edilirdi. Bizans diye yanlış olarak isimlendirilen Yeni Roma’da ise dünyanın sıfır noktası su terazisinin yanında bulunan milyon taşıdır. Bütün dünyanın başlangıç ve merkez noktası orasıydı. Greenwich rasathaneleri Britanya İmparatorluğu’nun tezahürü olarak kabul edildi. Bu sempozyumda bunun üzerinde durulacak. Tabi bunu değiştirmek mümkün değildir. Dünya 100-150 senede çok değişti. Çok kayıtlar, çok sistemler buna göre kuruldu. Hiç kimse değiştiremeyecek. İngiltere’nin kendisi batsa bu meridyeni kalacak. Buna rağmen bunu bilmek lazım. Eski haritalarda ve saptamalarda bunun gerekçelerini tartışmak lazım. Bu bir ilim meselesidir.”
Prof. Dr. Türker Özkan
‘Sıfır meridyeni Ayasofya’nın âleminden geçiyor’
“Bu kavramlar Eratosthenes ve Hiparcus tarafından başlatılmıştır. Birçok şehre ise Strabo uygulamıştır. Dünya haritası için ilk kullanılan meridyen Ptolemy başlangıç meridyeni bugün Winchseter’a karşılık geliyor. Christopher Colombus ise, Atlantik’in ortasında bir noktayı alıyor, buna da Tordesillas Meridyeni diyor. Ayrıca Fransızlar da benzer çalışmalar yaptılar ve Paris meridyenini başlangıç olarak aldılar. Bir kaynağa göre İstanbul’daki sıfır meridyeni İstanbul’un 70 mil doğusundan geçen bir yer olarak söyleniyor. Diğer bir kaynağa göre ise, Ayasofya’nın kubbesindeki aleminden geçen boylam esas alınacak şeklinde belirtiliyor. Başka bir kaynak da yine Ayasofya’nın çatısından geçen boylamın esas alındığını söylüyor.”
İAÜ TARMER Müdürü Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem
‘Meridyenin işaretleri 116 yıl önce bulundu
“Dünyada konum belirlemede ve koordinatların bulunmasında sıfır meridyeni büyük önem taşıyor. Dünyada konum belirlenirken, sıfır meridyenleri İstanbul’dan Ayasofya’nın alemi esas alınarak geçmiştir. Bu da yurdumuzun önemli bir tarihi geçmişini ifade ediyor. Gerçekten dünyanın doğu ve batısını birbirinden ayırma özelliği olan meridyenin İstanbul’dan geçen bir meridyen olduğu ve hatta 116 yıl öncesinde bu meridyenin işaretlerinin bulunduğuna değiniliyor.”
Astronom ve Araştırmacı Yakup Emre
‘Müslüman bilim adamlarına göre Başlangıç Meridyeni
“Matematikçi ve astronomi âlimi, Timur hükümdarı Uluğ Bey, Semerkant Rasathanesi’nde Zîc-i Uluğ Bey’i meydana getirmiştir. Zîc-i Uluğ Bey, Kamçatka’nın doğusundan geçen meridyeni esas almıştır. Burası, Greenwich’e göre ilk sabah vaktinin zuhur ettiği yer olarak da bilinmektedir. Takıyuddin Er Rasıd da yaptığı koordinat hesaplarını Kanarya adalarına göre yapmıştır. İkinci Abdulhamid Han devrinde şehzâdelere coğrafya dersleri veren Mehmed Eşref Bey’in çizdiği dünya haritalarında baş meridyen olarak Paris veya Greenwich’i başlangıç meridyeni olarak aldığı görülürken, Osmanlı memleketlerine ait haritalarda baş meridyen olarak İstanbul’dan geçen meridyeni esas alınmıştır.”
Prof. Dr. Metin Tuncel
‘Milli saat ilk demiryollarında kullanıldı’
“Saatler kavramında mahalli saat, milli saat, uluslararası saat ve bizim namaz vakitlerini bildirmeyi esas alan ezani saat vardır. Mahalli saate göre, güneş, her meridyenin üstüne geldiği zaman günün ortasıdır. Gün bundan 12 saat önce başlar, 12 saat sonra biter. Şimdiki modern saatte günün başlangıcı gece 12:00’dir. Ezani saatte günün başlangıcı akşam 12.00’dir. Mahalli saatlerden sonra ulaşım zorluğu çekilince milli saate geçme zorunluluğu oluştu.”



Istanbul Prime Meridian Workshop
The Millenium Stone that was placed in Istanbul, marking it as the prime meridian of the world, set by the Roman Emperor Constantine I in 4th century in Sultanahmet Square had lost its place as the center of the world to Greenwich 130 years ago.
IAU hosted the prime meridian meeting in the month of December. The seating presidency was given to Prof. Dr. Ilber Ortayli. The workshop included people such as astronomer Yakup Emre, Prof. Dr. Turker Ozkan, Avasya Strategic Research Center Directors Member Yalcin Kocak, Prof. Dr. Cengizhan Ipbuker, Prof. Dr. Abulaziz Bayindir, Prof. Dr. Huseyin Turoglu, Prof. Dr. Feza Gunergun, Prof. Dr. Adnan Okten. The opening speech was made by IAU teaching member Prof. Dr. Selami Gozenc. Gozenc, “The beginning of the latitude and longitude lines, the prime meridian, has been changing according to the eras of history and the shifting strengths of nations. This line which separates our world into east and west also carries a very important role in deciding the time zones.”
IAU President Dr. Mustafa Aydin
 ‘England was chosen as the center of the world for political reasons’
We used to think what was the meaning of Greenwich however we did not know why the center was Greenwich.”
Only a few academicians that are related and experts on the topic know why. When you look you see that Istanbul is and always was the center of the map. However the public do not view this as we do. In 1884 a meeting takes place under the name of Washington International Meridian Conference. At that time Ahmed Rustem Efendi represents the Ottoman Empire. Ahmed Rustem Efendi gives his vote to Greenwich given the condition that Greenwich be used as a center for only international relations. It is thought that Greenwich is the prime meridian today due to the civilization and technology there. However this fallacy is the equation of English politics. We, as universities, have to enlighten the people and are amenable for relaying the truth to the following generations.”
Prof. Dr. İlber Ortaylı
 ‘If England falls, Greenwich will stay’
 “The topic of the prime meridian is a very relative topic. We said that it changes in old maps. In the East Ancient Roman Empire all roads lead to the Western Roman Empire and this was accepted as the center of the world. New Rome, inaccurately named Byzantium, has the millennium stone next to the water scale to mark the prime meridian. The beginning of the world and the center point was there. The Greenwich observatories were accepted as the British Empire’s manifestations. We will stay on this topic in this symposium. Of course, however, it isn’t possible to change this. The world has changed drastically in the last 100-150 years. Many archives and systems have been structured around this. Even if England falls, this meridian will stay. We have to accept this fact. We have to discuss these facts on old maps and derivations. This is a topic of science.”
Prof. Dr. Türker Özkan
 ‘The Prime Meridian passes through Hagia Sophia’s World’
 “These concepts were found by Eratosthenes and Hiparcus. Strabo applied these concepts to many cities. The first meridian used for the world map had Ptolemy as a start and today his meridian is against Winchester. Columbus however takes a place in the Atlantic as the prime meridian and this is called the Tordesillas Meridian. The French have also made similar works and it is seen as Paris being the prime meridian. According to one source it is said that the prime meridian in Istanbul passes by 70 miles east of Istanbul. Another source states that the dome of Hagia Sophia shows the true prime meridian.”
IAU TARMER Principal Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem
‘The signs of the meridian have been found 116 years ago.’
 “The prime meridian carries a very important task in the location services in our world today. When the locations in the map were being made, the Hagia Sophia in Istanbul was chosen as the prime meridian. This shows the historical importance of our city. It is reality that the line that separates the east and west is actually located in Istanbul and there have been signs showing that this was the case from 116 years ago.”
Astronomer and Researcher Yakup Emre
 ‘The Prime Meridian according to Muslim Scientists’
 “Mathematician and Astronomer Ulug Bey of the Timur Empire has made the Zic-i-Ulug Bey in the Samarkand Observatory. Zic-I Ulug Bey took the meridian on the east of Kamchatka. This area, according to Greenwich, is the first place in the world to reach the morning time. Takiyuddin Er Rasid also took a meridian and marked it as the Canary Islands. In the time of Sultan Abdulhamid II, the geography teacher of the princes was Mehmed Esref Bey and according to the map he drew the prime meridian was located in Paris or Greenwich. However in the Ottoman maps it is seen that Istanbul is the prime meridian.”
Prof. Dr. Metin Tuncel
 ‘The National Time was first used on the Railroads”
 “In the world of time we have local, national, international and our prayer time. According to the local time whenever the sun is on the meridian it is the middle of day. Day starts 12 hours before this and ends 12 hours later. Today, however, the day starts at midnight. According to the prayer time the day starts at night 12:00. When transportation becomes a problem due to local time national time came into play.”



https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/YOKmthytbsktoplanti.jpg



Daha önce Türkiye genelindeki tüm devlet ve vakıf üniversitelerinin rektörleriyle bir toplantı gerçekleştiren YÖK Başkanı Saraç, bu kez vakıf üniversitelerinin mütevelli heyet başkanlarıyla ile görüştü.
Toplantıda bir konuşma yapan Başkan Saraç, yükseköğretim ve yeniden yapılanma ile ilgili plan ve hedeflerinden bahsetti.
YÖK’ün üniversiteler ile sıcak bir ilişki kuracağını belirterek sözlerine başlayan Başkan Saraç, alınan kararların anlaşılır, meşru ve adaletli olması gerektiğini vurguladı.
YÖK ile üniversiteler arasında son dönemde bir kopukluğun olduğunu ve iletişimin yeniden tesis edileceğini belirten Saraç, YÖK’ün siyaset yapan bir kurum olmadığını, artık popülist söylemlere ve fiillere yönelmemesi gerektiğini vurguladı.
Daha etkin ve verimli çalışan bir YÖK’ün oluşturulması için YÖK’ün küçülmesi ve hantal yapısından kurtarılması gerektiğini niteleyen YÖK Başkanı, yükseköğretimde köklü değişikliğin bir YÖK başkanının veya ekibinin önerisi ile olmaması, toplumda geniş bir mutabakat aranması gerektiğine inandığının altını çizdi.
Farklı kesimlerin yükseköğretimden beklentilerini, çağın değişen ihtiyaç ve koşullarını en iyi şekilde algılayarak, var olan sistem içerisinde de yükseköğretimde önemli mesafeler kaydedilebileceğini belirten Saraç, “”Var olan sorunların birçoğunun yasadan değil de yanlış uygulamalardan kaynaklandığını düşünüyorum. Yükseköğretimde bugün bulunduğumuz seviyeden daha öteye ulaşmamızda, yasal engeller olduğunu düşünüyorsak bunu ortak akılla, bir uzlaşı kültürü içerisinde, akılcı bir yaklaşımla ele almalı ve süreç içinde sistematik olarak, çözüme kavuşturmalıyız”” diye konuştu.
Üniversite yönetimlerinde de kişilere bağlı keyfi uygulamaların kalktığı, rasyonel, vicdani ve ahlaki normlara işleyen, şeffaflık ve hesap verebilirliğin ön plana çıktığı, geleneklerin etkin olduğu yönetişim yapılarına ivedilikle geçilmesi gerektiğini vurgulayan Saraç, son yıllarda, artan talebi karşılayabilmek ve fırsat eşitliği sağlamak için her ile bir üniversite kurulduğunu, bunun sonucunda da öğrenci kontenjanlarında önemli artışlar yaşandığını belirtti.
Böylelikle arz ve talep arasında geçmiş yıllara göre önemli bir denge sağlanabildiğini aktaran Saraç, bunun ülkenin yarınları adına ümit verici olduğunun altını çizdi.
Gerekli koşullar sağlanmadan verilen eğitimin beklentileri karşılamayacağını belirten Saraç, iyi bir üniversitenin sadece kendi ülkesinde değil, tüm dünyada aranan mezunlar yetiştirebilme kabiliyetine göre belirlendiğini ve özellikle tıp, mühendislik, sağlık, havacılık, denizcilik gibi mesleklerde eğitimin uluslararası olmasının adeta bir zorunluluk haline geldiğinin altını çizdi.
Yükseköğretimde evrensel nitelikte bir kaliteye ulaşmak için bilgi ve tecrübe kadar dirayet, cesaret ve kararlılığa da ihtiyaçlarının olduğunu vurgulayan Saraç, YÖK olarak bu konudaki sorumluluklarının üst seviyede olduğunun bilincinde olduklarını, önümüzdeki süreçte, yasaların kendilerine verdiği yetkiler çerçevesinde çok daha hassas bir şekilde denetim görevlerini yerine getirmeye çalışacaklarını niteledi.
YÖK’ün sadece girdi kalitesini değil, artık çıktı kalitesini de ölçmeye başlaması gerektiğini vurgulayan Saraç, zaman kaybetmeyen YÖK dışındaki paydaşlara da açık bir ‘Kalite Kurulu’nun teşekkül ettirilmesi gerektiğini belirterek, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“”Biz istiyoruz ki çıktı kontrolünü yapan, bizimle ilişkili ama paydaşların yer aldığı bir kurul oluşturalım. Daha önce düşünüldüğü gibi YÖK’ün içinde bir daire şeklinde olmasını uygun görmüyorum. Kendi aldığımız kararların sonuçlarının kendimiz tarafından değerlendirilmemesi lazım. Aldığımız kararların bağımsız bir kurul tarafından değerlendirilmesinin zeminini oluşturacağız. Kurul, akademisyenlerden, uzmanlardan, akreditasyon konusunda tecrübesi olanlardan, ilgili kurum temsilcilerinden ve iş çevreleri de dahil geniş bir ölçekte diğer paydaşlardan oluşacak. Öğrenci temsilcileri de bu kurulda kendilerine yer bulmalı.””

Matematik, fizik, kimya, biyolojinin diğer bilimlerin de temelini teşkil ettiğine işaret eden Saraç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“”Temel bilimlerde büyük bir sorun yaşanıyor, ama sadece son yıllarda patlayan kontenjan boşluğu dile getiriliyor. Bu meselenin kolayca halledilebilecek yönü. Asıl sorun benim kanaatime göre, bu temel bilimlerde taban puan oluşmadığından barajı aşabilen herkesin bu programlara girilebilmesi. Bu duruma müdahale edilmezse en yakın dönemde mühendislik programları bundan olumsuz etkilenmeye başlayacak. Bu sorunun üzerine gitmeyi düşünüyoruz.
Temel bilimlerde asıl sorun, taban puan oluşmadığından barajı aşabilen herkesin bu programlara girebilmesi. Bu duruma müdahale edilmezse en yakın dönemde mühendislik programları bundan olumsuz etkilenmeye başlayacak. Bu sorunun üzerine gitmeyi düşünüyoruz.””
Yüksek Lisans ve Doktora kriterlerini yeniden gözden geçireceklerini, bu yüzden bu konuyu web sayfasında askıya çıkardıklarına değinen Saraç, 400’e yakın görüş ve öneriyi elektronik ortamla aldıklarını ve değerlendirme yapılırken göz önünde bulunduracaklarını vurguladı.
Konuşmasını, toplantıya katılan tüm mütevelli heyet başkanlarına katılımlarından dolayı teşekkürler ederek tamamlayan YÖK Başkanı Saraç’a, Vakıf Üniversiteler Birliği Başkanı Rifat Sarıcıoğlu tarafından bir hediye takdim edildi.
YÖK Başkanı Saraç’ın konuşmasının ardından Yükseköğretim ve yeniden yapılanma ile ilgili soru, görüş ve öneri kısmına geçildi. Başkan Saraç, katılımcılardan gelen tüm soruları cevapladı, görüş ve önerileri değerlendirdi.
Toplantının çok verimli geçtiği ve belirli aralıklarla gerçekleştirilmesi gerektiği tüm katılımcılar tarafından vurgulanırken, toplantı bitiminde gerçekleşen kokteylde mütevelli heyet başkanları YÖK Başkanı ve üyeler ile birebir görüşme, sohbet etme fırsatı buldu.
Gün içerisinde Başkan Saraç, YÖK Üyeleri ve ilgili birim sorumlularıyla da özel görüşme imkanı bulan heyet başkanlarının toplantıdan çok memnun bir şekilde ayrıldığı gözlendi.



Presidents of Foundation Universities Met Together
IAU President Dr. Aydin attended a meeting that took place with the attendance of YOK President Prof. Dr. M. A. Sarac along with other foundation universities’ presidents on the 23rd of December 2014 in the Higher Eduation Conference Hall.
Dr. Sarac, who already had made a meeting before with all the rectors of government and foundation universities, met with the presidents of foundation universities this time.
President Sarac also gave a speech during the meeting saying that a plan to restructure higher education has been taking place.
Sarac continued by stating that a warmer relation will be taking place between YOK and the universities and continued that the decisions that will be being made should be fair and legitimate.
Sarac continued his speech by saying that a loss in communication was the case between YOK and the universities. Sarac, “YOK isn’t a political association and it is important to not join the populist views and actions.”
Sarac also added that changes shouldn’t be made with only the words of the president of YOK and that actions should be taken according to what the people want.
Sarac also said that higher education should be taking a route according to the demands of the era and that many important steps can still be taken in the system that is being used now. Sarac, “Most of the issues in education aren’t from the laws but from wrong applications.”
 “If we think that there are issues due to the laws today, we should then, in a smart way come up with a compromise to help solve the knot in the system.”
Sarac also mentioned that the times of the university leaders doing whatever they wish are over and that a transparent and rational norm has taken its place. Due to this being the primary concern, we can see an increase in the number of students in our nation.
Sarac also added that in this way the requirements of supply and demand can be met and that this will be a hope for brighter futures in Turkey.
Sarac said that without the proper equipment proper education cannot take place and that the universities shouldn’t only be satisfied when they can teach the people of their nation but also should strive to be able to compete with foreign universities all over the world especially in medicine, engineering and aviation.
Sarac, “As YOK we believe that in order to reach international standards we do not only require quality but also endurance and courage. We are fully aware of this as an association and that in the time ahead of us we will use all the powers given by the law to be able to handle education better.”
Sarac, “Let’s form a committee to also check the exit quality of our students. As I stated before, I see this fit within the branches of YOK. All the decisions we make should be controlled by us. We will form the foundation of an independent committee that will be checking us without being connected to us. The committee will be formed by academicians, experts and experienced people. Student representatives will also have a place in this committee.
 “We have a big problem in the basic topics such as biology, chemistry, math and physics. However the only thing being spoken today is the emptiness of the rosters in the past years. I think the problem we have is that anyone who passes the passing bar is allowed into this program since there isn’t a minimum requirement to enter into these fields. If we do nothing against this then soon we will see the effects of out blunder in our engineering program. We are planning to overcome this issue as soon as possible.”
President Sarac ended his speech by thanking all the presidents of the foundation universities for attending the meeting and was handed a gift from the Foundation Universities Union President Rifat Saracoglu.
President Sarac answered some questions asked to him one by one and also discussed the questions and the methods of solving those problems.



https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/YOKmthytbsktoplantç.jpg


Daha önce Türkiye genelindeki tüm devlet ve vakıf üniversitelerinin rektörleriyle bir toplantı gerçekleştiren YÖK Başkanı Saraç, bu kez vakıf üniversitelerinin mütevelli heyet başkanlarıyla ile görüştü.
Toplantıda bir konuşma yapan Başkan Saraç, yükseköğretim ve yeniden yapılanma ile ilgili plan ve hedeflerinden bahsetti.
YÖK’ün üniversiteler ile sıcak bir ilişki kuracağını belirterek sözlerine başlayan Başkan Saraç, alınan kararların anlaşılır, meşru ve adaletli olması gerektiğini vurguladı.
YÖK ile üniversiteler arasında son dönemde bir kopukluğun olduğunu ve iletişimin yeniden tesis edileceğini belirten Saraç, YÖK’ün siyaset yapan bir kurum olmadığını, artık popülist söylemlere ve fiillere yönelmemesi gerektiğini vurguladı.
Daha etkin ve verimli çalışan bir YÖK’ün oluşturulması için YÖK’ün küçülmesi ve hantal yapısından kurtarılması gerektiğini niteleyen YÖK Başkanı, yükseköğretimde köklü değişikliğin bir YÖK başkanının veya ekibinin önerisi ile olmaması, toplumda geniş bir mutabakat aranması gerektiğine inandığının altını çizdi.
Farklı kesimlerin yükseköğretimden beklentilerini, çağın değişen ihtiyaç ve koşullarını en iyi şekilde algılayarak, var olan sistem içerisinde de yükseköğretimde önemli mesafeler kaydedilebileceğini belirten Saraç, “Var olan sorunların birçoğunun yasadan değil de yanlış uygulamalardan kaynaklandığını düşünüyorum. Yükseköğretimde bugün bulunduğumuz seviyeden daha öteye ulaşmamızda, yasal engeller olduğunu düşünüyorsak bunu ortak akılla, bir uzlaşı kültürü içerisinde, akılcı bir yaklaşımla ele almalı ve süreç içinde sistematik olarak, çözüme kavuşturmalıyız” diye konuştu.
Üniversite yönetimlerinde de kişilere bağlı keyfi uygulamaların kalktığı, rasyonel, vicdani ve ahlaki normlara işleyen, şeffaflık ve hesap verebilirliğin ön plana çıktığı, geleneklerin etkin olduğu yönetişim yapılarına ivedilikle geçilmesi gerektiğini vurgulayan Saraç, son yıllarda, artan talebi karşılayabilmek ve fırsat eşitliği sağlamak için her ile bir üniversite kurulduğunu, bunun sonucunda da öğrenci kontenjanlarında önemli artışlar yaşandığını belirtti.
Böylelikle arz ve talep arasında geçmiş yıllara göre önemli bir denge sağlanabildiğini aktaran Saraç, bunun ülkenin yarınları adına ümit verici olduğunun altını çizdi.
Gerekli koşullar sağlanmadan verilen eğitimin beklentileri karşılamayacağını belirten Saraç, iyi bir üniversitenin sadece kendi ülkesinde değil, tüm dünyada aranan mezunlar yetiştirebilme kabiliyetine göre belirlendiğini ve özellikle tıp, mühendislik, sağlık, havacılık, denizcilik gibi mesleklerde eğitimin uluslararası olmasının adeta bir zorunluluk haline geldiğinin altını çizdi.
Yükseköğretimde evrensel nitelikte bir kaliteye ulaşmak için bilgi ve tecrübe kadar dirayet, cesaret ve kararlılığa da ihtiyaçlarının olduğunu vurgulayan Saraç, YÖK olarak bu konudaki sorumluluklarının üst seviyede olduğunun bilincinde olduklarını, önümüzdeki süreçte, yasaların kendilerine verdiği yetkiler çerçevesinde çok daha hassas bir şekilde denetim görevlerini yerine getirmeye çalışacaklarını niteledi.
YÖK’ün sadece girdi kalitesini değil, artık çıktı kalitesini de ölçmeye başlaması gerektiğini vurgulayan Saraç, zaman kaybetmeyen YÖK dışındaki paydaşlara da açık bir ‘Kalite Kurulu’nun teşekkül ettirilmesi gerektiğini belirterek, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Biz istiyoruz ki çıktı kontrolünü yapan, bizimle ilişkili ama paydaşların yer aldığı bir kurul oluşturalım. Daha önce düşünüldüğü gibi YÖK’ün içinde bir daire şeklinde olmasını uygun görmüyorum. Kendi aldığımız kararların sonuçlarının kendimiz tarafından değerlendirilmemesi lazım. Aldığımız kararların bağımsız bir kurul tarafından değerlendirilmesinin zeminini oluşturacağız. Kurul, akademisyenlerden, uzmanlardan, akreditasyon konusunda tecrübesi olanlardan, ilgili kurum temsilcilerinden ve iş çevreleri de dahil geniş bir ölçekte diğer paydaşlardan oluşacak. Öğrenci temsilcileri de bu kurulda kendilerine yer bulmalı.”

Matematik, fizik, kimya, biyolojinin diğer bilimlerin de temelini teşkil ettiğine işaret eden Saraç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Temel bilimlerde büyük bir sorun yaşanıyor, ama sadece son yıllarda patlayan kontenjan boşluğu dile getiriliyor. Bu meselenin kolayca halledilebilecek yönü. Asıl sorun benim kanaatime göre, bu temel bilimlerde taban puan oluşmadığından barajı aşabilen herkesin bu programlara girilebilmesi. Bu duruma müdahale edilmezse en yakın dönemde mühendislik programları bundan olumsuz etkilenmeye başlayacak. Bu sorunun üzerine gitmeyi düşünüyoruz.
Temel bilimlerde asıl sorun, taban puan oluşmadığından barajı aşabilen herkesin bu programlara girebilmesi. Bu duruma müdahale edilmezse en yakın dönemde mühendislik programları bundan olumsuz etkilenmeye başlayacak. Bu sorunun üzerine gitmeyi düşünüyoruz.”
Yüksek Lisans ve Doktora kriterlerini yeniden gözden geçireceklerini, bu yüzden bu konuyu web sayfasında askıya çıkardıklarına değinen Saraç, 400’e yakın görüş ve öneriyi elektronik ortamla aldıklarını ve değerlendirme yapılırken göz önünde bulunduracaklarını vurguladı.
Konuşmasını, toplantıya katılan tüm mütevelli heyet başkanlarına katılımlarından dolayı teşekkürler ederek tamamlayan YÖK Başkanı Saraç’a, Vakıf Üniversiteler Birliği Başkanı Rifat Sarıcıoğlu tarafından bir hediye takdim edildi.
YÖK Başkanı Saraç’ın konuşmasının ardından Yükseköğretim ve yeniden yapılanma ile ilgili soru, görüş ve öneri kısmına geçildi. Başkan Saraç, katılımcılardan gelen tüm soruları cevapladı, görüş ve önerileri değerlendirdi.
Toplantının çok verimli geçtiği ve belirli aralıklarla gerçekleştirilmesi gerektiği tüm katılımcılar tarafından vurgulanırken, toplantı bitiminde gerçekleşen kokteylde mütevelli heyet başkanları YÖK Başkanı ve üyeler ile birebir görüşme, sohbet etme fırsatı buldu.
Gün içerisinde Başkan Saraç, YÖK Üyeleri ve ilgili birim sorumlularıyla da özel görüşme imkanı bulan heyet başkanlarının toplantıdan çok memnun bir şekilde ayrıldığı gözlendi.



Presidents of Foundation Universities Met Together
IAU President Dr. Aydin attended a meeting that took place with the attendance of YOK President Prof. Dr. M. A. Sarac along with other foundation universities’ presidents on the 23rd of December 2014 in the Higher Eduation Conference Hall.
Dr. Sarac, who already had made a meeting before with all the rectors of government and foundation universities, met with the presidents of foundation universities this time.
President Sarac also gave a speech during the meeting saying that a plan to restructure higher education has been taking place.
Sarac continued by stating that a warmer relation will be taking place between YOK and the universities and continued that the decisions that will be being made should be fair and legitimate.
Sarac continued his speech by saying that a loss in communication was the case between YOK and the universities. Sarac, “YOK isn’t a political association and it is important to not join the populist views and actions.”
Sarac also added that changes shouldn’t be made with only the words of the president of YOK and that actions should be taken according to what the people want.
Sarac also said that higher education should be taking a route according to the demands of the era and that many important steps can still be taken in the system that is being used now. Sarac, “Most of the issues in education aren’t from the laws but from wrong applications.”
 “If we think that there are issues due to the laws today, we should then, in a smart way come up with a compromise to help solve the knot in the system.”
Sarac also mentioned that the times of the university leaders doing whatever they wish are over and that a transparent and rational norm has taken its place. Due to this being the primary concern, we can see an increase in the number of students in our nation.
Sarac also added that in this way the requirements of supply and demand can be met and that this will be a hope for brighter futures in Turkey.
Sarac said that without the proper equipment proper education cannot take place and that the universities shouldn’t only be satisfied when they can teach the people of their nation but also should strive to be able to compete with foreign universities all over the world especially in medicine, engineering and aviation.
Sarac, “As YOK we believe that in order to reach international standards we do not only require quality but also endurance and courage. We are fully aware of this as an association and that in the time ahead of us we will use all the powers given by the law to be able to handle education better.”
Sarac, “Let’s form a committee to also check the exit quality of our students. As I stated before, I see this fit within the branches of YOK. All the decisions we make should be controlled by us. We will form the foundation of an independent committee that will be checking us without being connected to us. The committee will be formed by academicians, experts and experienced people. Student representatives will also have a place in this committee.
 “We have a big problem in the basic topics such as biology, chemistry, math and physics. However the only thing being spoken today is the emptiness of the rosters in the past years. I think the problem we have is that anyone who passes the passing bar is allowed into this program since there isn’t a minimum requirement to enter into these fields. If we do nothing against this then soon we will see the effects of out blunder in our engineering program. We are planning to overcome this issue as soon as possible.”
President Sarac ended his speech by thanking all the presidents of the foundation universities for attending the meeting and was handed a gift from the Foundation Universities Union President Rifat Saracoglu.
President Sarac answered some questions asked to him one by one and also discussed the questions and the methods of solving those problems.



https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/DEIK7.jpg


20 Aralık 2014 tarihinde Wyndham Grand Hotel’de Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla gerçekleşen DEİK Genel Kuruluna katılan Dr. Aydın Eğitim Ekonomisi hakkında görüşmelerde bulundu. Eğitim ekonomisinin öneminin her geçen gün biraz daha anlaşıldığını memnuniyetle gördüklerini belirten Dr. Aydın, bu başarıyı mümkün kılan başta DEİK Başkanı Yönetimi ve Ekonomi bakanı olmak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerini sundu.


The DEİK general Assembly took place at Wyndham grand Hotel on 20 December 2014  with the participation of Turkish President Recep Tayyip Erdogan. During the meeting Dr. Mustafa Aydın had the chance to discuss the successful work carried out bu The Higher Education Business Council. He said that the economic effect of the higher education is recognized more every day and this is possible with the support of DEİK Chairman, Minister of Economy , and of course the President Erdogan.


https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/DEIK7-1.jpg



20 Aralık 2014 tarihinde Wyndham Grand Hotel’de Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla gerçekleşen DEİK Genel Kuruluna katılan Dr. Aydın Eğitim Ekonomisi hakkında görüşmelerde bulundu. Eğitim ekonomisinin öneminin her geçen gün biraz daha anlaşıldığını memnuniyetle gördüklerini belirten Dr. Aydın, bu başarıyı mümkün kılan başta DEİK Başkanı Yönetimi ve Ekonomi bakanı olmak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerini sundu.


The DEİK general Assembly took place at Wyndham grand Hotel on 20 December 2014  with the participation of Turkish President Recep Tayyip Erdogan. During the meeting Dr. Mustafa Aydın had the chance to discuss the successful work carried out bu The Higher Education Business Council. He said that the economic effect of the higher education is recognized more every day and this is possible with the support of DEİK Chairman, Minister of Economy , and of course the President Erdogan.


https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/BTKisbirligi.jpg

İşbirliği Protokolü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu adına Kurul Başkanı Sn. Dr. Tayfun ACARER ve ile İstanbul Aydın Üniversitesi adına Rektör Sn. Prof. Dr. Yadigâr İZMİRLİ tarafından imzalandı. İşbirliği protokolü imza töreninde, Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Sn. Dr. Mustafa AYDIN ve Mühendislik Fakültesi Dekanı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan Kurul Üyelerinden Sn. Dr. İhsan KULALI, Sn. Galip ZEREY, Kurum Başkan Yardımcıları, Daire Başkanları ve ilgili uzmanlar hazır bulundu.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile İstanbul Aydın Üniversitesi tarafından işbirliği protokolü çerçevesinde yapılacak çalışmalar ile Kamu-Üniversite arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, ülkemizde elektronik haberleşme sektörüne yönelik Ar-Ge faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ve bu faaliyetlerin desteklenmesi amaçlanmaktadır.


Informational technologies and Communications Institution signed a partnership protocol with Istanbul Aydin University
IT and Communications Institution signed an agreement with Istanbul Aydin University in Ankara on 18.12.2014 for the aim of building a partnership in the electronic communications sector.
The partnership protocol was signed by the IT and Communications Institution President Dr. Tayfun ACARER and IAU Rector Prof. Dr. Yadigâr IZMIRLI. Attendees of the signing ceremony were IAU President Dr. Mustafa Aydin and Faculty of Engineering Dean, Member of IT and Communications Institution Dr. Ihsan KULALI, Mr. Galip ZEREY, vice-presidents of the institution, heads of departments and the concerning experts.
The aim of the protocol is to develop Government-University relations, to realize the building of Ar-Ge activities in the electronic communications sector and to support this realization.


https://mustafaaydin.com/wp-content/uploads/2023/10/BTKòsbirlisi.jpg
İşbirliği Protokolü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu adına Kurul Başkanı Sn. Dr. Tayfun ACARER ve ile İstanbul Aydın Üniversitesi adına Rektör Sn. Prof. Dr. Yadigâr İZMİRLİ tarafından imzalandı. İşbirliği protokolü imza töreninde, Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Sn. Dr. Mustafa AYDIN ve Mühendislik Fakültesi Dekanı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan Kurul Üyelerinden Sn. Dr. İhsan KULALI, Sn. Galip ZEREY, Kurum Başkan Yardımcıları, Daire Başkanları ve ilgili uzmanlar hazır bulundu.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile İstanbul Aydın Üniversitesi tarafından işbirliği protokolü çerçevesinde yapılacak çalışmalar ile Kamu-Üniversite arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, ülkemizde elektronik haberleşme sektörüne yönelik Ar-Ge faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ve bu faaliyetlerin desteklenmesi amaçlanmaktadır.


Informational technologies and Communications Institution signed a partnership protocol with Istanbul Aydin University
IT and Communications Institution signed an agreement with Istanbul Aydin University in Ankara on 18.12.2014 for the aim of building a partnership in the electronic communications sector.
The partnership protocol was signed by the IT and Communications Institution President Dr. Tayfun ACARER and IAU Rector Prof. Dr. Yadigâr IZMIRLI. Attendees of the signing ceremony were IAU President Dr. Mustafa Aydin and Faculty of Engineering Dean, Member of IT and Communications Institution Dr. Ihsan KULALI, Mr. Galip ZEREY, vice-presidents of the institution, heads of departments and the concerning experts.
The aim of the protocol is to develop Government-University relations, to realize the building of Ar-Ge activities in the electronic communications sector and to support this realization.


background

Twitter'da takip edin

Haberler, güncellemeler ve bilgilendirmeler için takip edin.

  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image
  • Image

Instagram'da takip edin

TAKİP ET @profmustafaaydin