”
İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin bu yıl beşincisini düzenlediği Siyaset Akademisi, “Yerel Siyaset ve Demokrasi” üst başlıklı konferansta Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz ve Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu’nu ağırladı.
Konferansın ilk oturumuna konuşmacı olarak katılan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Beyoğlu’nda yaşadığı deneyimlerini siyaset bilimi öğrencileriyle paylaştı.
Konuşmasında öğrencilere yerel yönetim, kentleşme ve sanayileşme hakkında bilgiler veren Ahmet Misbah Demircan, Türkiye’de sanayileşmenin gelişimi konusunda da bilgiler verdi. Türkiye tarihinde en büyük sanayileşme hamlesini yapan kişinin II. Abdülhamid olduğunu anlatan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, “Bizim tarihimizde en büyük sanayileşme hamlesini yapan isim Sultan Abdülhamid Han’dır. Bu nedenle bizim geleneksel düşmanlarımız tarafından en büyük düşmanlık ona karşıdır. Çünkü onun 33 yıllık dönemine baktığımızda Hicaz Yolu’nu görüyoruz. Bu hacca gidenlere yol yaptı olarak anlaşılabilir. Bunu böyle anlarsak yanlış olur. İstanbul, imparatorluğun en uç noktası oradan en güney noktasına Mekke’ye kadar irtibat kurmak için hat yapmıştır,” dedi.
Türkiye’de yapılan yeniliklerin her zaman eleştirildiğinin altını çizen Demircan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı tepkinin temelinde de yol ve havalimanı yapılmaması gibi nedenlerin yattığını ifade ederek, “Bugün bizim Cumhurbaşkanımıza da saldırılara bir bakın. Havalimanı yapılmasın, Marmaray yapılmasın. Bunların temeline baktığınızda niye yapılmaması gerektiği konusunda bir şey çıkmıyor. Bu kavga Frankfurt Havalimanı’ndan veya Paris Havalimanı’ndan yolcu kaymasın kavgasıdır,” şeklinde konuştu.
Etkinlikte öğrencilerden gelen soruları da yanıtlayan Demircan, başkanlık sistemiyle ilgili sorulara “Doğrudan demokrasinin gereği olarak halkın seçmesi daha doğrudur. Halk kendisi seçerse, seçilen kişiye hesap sorabilir. Biz de seçildikten sonra tekrar tartışma yaşanıyor. Ama halk seçerse, seçim yapılır ve seçimden sonra tartışmalar biter. Seçimden sonra görevinde neleri yapıp neleri yapamadığı tartışılır,” yanıtını verdi.
Türkiye’de muhalefetin muhalefet olmak nedeniyle yapılan her şeye karşı çıktığını ve bir muhalefet etme sorununun olduğunun altını çizen Ahmet Misbah Demircan bu konuda şunları söyledi:“Parlamentoda bir şeyi yapmak için sonuna kadar tartışmalıyız. Bu konuda hiçbir sorun yok. Ama yapılan işe engel olmaya kalkmayı anlamak mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye’deki iktidar-muhalefet ilişkilerinde böyle bir sorun var. Şu anda başkanlık sistemi tartışılıyor. Başkanlık sistemini zamanında Süleyman Demirel ve rahmetli Turgut Özal da tartıştılar. Çünkü bizim parlamenter sistemimiz, parlamenter sistem gibi çalışmıyor. Parlamento her şeye hakim değil. Burada bir revizyon şart. Ama bu değişikliği x kişi yapınca, ‘Sen padişahlık mı istiyorsun?’ diye tepki gösteriliyor. Niye böyle denir ki? Biz memleketimizi seven insanlarız. İyilikler olduğunda kanatlanıyoruz, haksızlık olduğunda buna tahammül edemiyoruz. Sorun muhalefet etme sorunudur. Meseleler üzerinde konuşan yok, onlar önemsiz.”
“Demokrasi bir rejim değil, çözümdür”
“Yerel Siyaset ve Demokrasi” konferansının ikinci oturumuna konuk olan Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, demokrasinin bir olgunluk meselesi olduğunu söyleyerek, “Demokrasi aslında bir rejim değil, bir çözümdür. Barış için demokrasiden daha mantıklı ve daha gerçekçi hiçbir çözüm yoktur. Farklı görüşler ve farklı inanışlar söz konusu olduğunda bunu ancak demokrasi içerisinde çözebiliriz. Şu an acaba çok sağlam bir demokrasiyi yaşayabilir miyiz? Bana göre değil. Mutlaka çok gelişmeler olur, ancak tam demokrasiyi yaşayamayız,” dedi.
Konuşmasında erkeklerin kadınlara uyguladığı şiddetin de altını çizen Karadeniz, “Bizde erkeklerin önemli sayılabilecek bir bölümü eşlerini dövüyorlar. Eşini döven bir erkeğin demokrasi adına, özgürlük ve insan hakları adına meydanlara çıkıp konuşması boştur. Konu sadece dövmek değildir. Kişi karısını malı gibi görüyorsa, ona sözlü şiddette bulunuyorsa, bir kısım yasaklamalar ve kısıtlamalarla kontrol altına atmak istiyorsa demokrasi sağlanamaz. Kardeşlerinin etek boylarına karışıyorsa yine de demokrasi anlamında belli bir mesafe almamız zor,” şeklinde konuştu.
Eleştiri kültürü toplumda çok önemli!
Her insanın bir dünya olduğunu, bu yüzden onların dünyasına saygı duyulmasının önemli olduğunu ifade eden Karadeniz, “Önce kendimizin nerede durduğuna bakmamız gerekiyor. İnsanlar bireysel yaklaşımı reddediyor. Halbuki her insan bir dünyadır. Onların dünyasına saygı duymamız gerekiyor ve bunu sözde değil, özde gerçekleştirmeliyiz,” diyen Karadeniz, eleştiri kültürünün bir toplum için önemine değinerek sözlerine şu şekilde devam etti:“Bir aileyi en çok geliştiren şey, eleştiridir. Ancak bunun sağlıklı yapılması için de eleştiri kültürünün bir taraftan toplumumuzda geliştiririken, diğer taraftan da bununla ilgili doğru bir donanıma sahip olup olmadığımızı kontrol etmeliyiz. Haksız eleştiri bile hepimizi geliştirir. Sağlam bir eleştiri yapabilmemiz için de hem bakanlık, hem üniverste, kısacası her şeyle ilgili bilinmesi gereken ilk şey bütçedir. Belediyesinin bütçesini bilen vatandaşla henüz karşılaşmadım. Bu da Türkiye’deki eleştirilerin havada kalmasının temel sebebi. Kimse belediyeyi bilmeyince isteklerinin makul olup olmadığını, bütçenin nasıl yetişeceğini anlayamıyor. Bize hayat verecek en önemli ve eleştiri ve tepki kültürünün ülkemizde yaygınlaşmasını sağlamak.”
Konuşmasında dünyada rejimlerin bir değişim geçirdiğinin de altını çizen Temel Karadeniz, “Biz acaba diğer insanların kendi seçimlerine ne kadar saygı gösterip, ne kadar anlamaya çalışıyoruz, bunların ne kadar içimizde yaşamasına müsade ediyoruz. İşte bu yüzden demokrasi bir olgunluk meselesi. Dünyada bütün rejimler bir anlamda ortak bir olgunun oluşmasıyla birlikte değişiklik yaşar. Rejimler dünyada da bir ortak değişim geçiriyor. Bu olgunluğu gerçekten yaşayamadan biz demokrasinin bir nimet olduğunu insanlığa ne kadar hizmet ettiğini anlayamayız. Biz hala başkalarının kıyafetleriyle ilgilenmeye devam ediyoruz, başkaları için düşünmeye devam ediyoruz,” şeklinde konuştu.
“Kırklareli çok geri kalmış bir kent”
Konferansın son oturumuna konuşmacı olarak katılan Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu ise konuşmasında Kırklareli’yi küçük bir Eskişehir havasına ulaştırmaya çalıştığını hedeflediğini söyledi. Kırklareli ile Kırıkkale’nin çok karıştırıldığını belirten Başkan Kesimoğlu, “Kırklareli çok geri kalmış bir kent. Aslında kent de değil, iri bir kasaba. Bir kent görüntüsü yok. Gözden ırak düşmüş bir yer. Hala Kırıkkale ile karıştırılan bir kent, hala kargolarımız Kırıkkale’ye gidiyor. Artık iki ilden hangisinin adı değişir bilmiyorum ama Kırklareli’nin Kırıkkale’nin önüne geçeceğinin teminatını size verebilirim,” ifadelerini kullandı.
Kesimoğlu konuşmasında ilerleyen günlerde kentte bir referandum gerçekleştireceklerini açıklayarak, “Her mahallede halkımıza hesap veriyorum. Alacağım önemli kararlarda halkın görüşlerine de başvuruyorum. Mesela önümüzdeki günlerde iki tane meydanımızın düzenlenmesi ile ilgili referandum yapmayı düşünüyorum. Halkımızın bu konuyla ilgili düşüncelerini öğrenmek istiyorum,” dedi.
“Local Politics and Democracy”
Beyoglu mayor Ahmet Misbah Demircan participated at a conference titled ‘Local Politics and Democracy’ organized by Istanbul Aydin University Turkish Reseach Center and noted that today Turkey’s major issue is opposing, “We love our country. We get together for the good and the bad. Our problem is ‘opposing’ things.
Istanbul Aydin University hosted the 5th Politics Academy ‘Local Politics and Democracy’ conference. The participants to the conference included Beyoglu Deputy Mayor Ahmet Misbah Demircan, Kucukcekmece Mayor Temel Karadeniz and Kirklareli Mayor Mehmet Siyam Kesimoglu.
First session of the conference with Beyoglu Mayor Ahmet Misbah Demircan’s speech. He shared his experience with the political science students.
Ahmet Misbah Demircan gave information about local administrations, urbanization and industrialization as well as Turkish industrialization and noted that the biggest move towards industrialization in Turkish history was made by Abdulhamid II. “ In our history the biggest move towards industrialization was made by Abdulhamid Han. That’s why he is the biggest enemy of our traditional enemies. He also built the Hicaz road for the pilgrims to reach Mecca but it is in fact built to help Istanbul communicate with Mecca.”
Demircan underscored the fact that new ideas are always being critisized in Turkey and stated the main purpose of criticizing Prime Minister Erdogan is to stop building roads and airports, “you can see the attacks on our prime minister. Don’t build airports, don’t build Marmaray. When you ask them why not you really do not get a valid explanation. Behind all this, is to not have passengers from Frankfurt or Paris airport move their business to Turkey.”
Demircan also replied the questions of the students, and said in regards to the presidency system, “as part of democracy it is appropriate to have the people to elect the president. If the people elects the president then they have the right to question him/her for his wrongdoings. But here, people still argue after the elections. We can argue about what he does or doesn’t do after the elections.”
“ The opposition party goes against everything for the sake of opposition,” says Ahmet Misbah Demircan, “In order to achieve anything at the parliament we need to argue to the end. There is no problem about that. But it is hard to understand the mentality behind going against everything. In Turkey we have such a problem between the current administration and the opposition. We are talking about presidency system these days. It was discussed by Suleyman Demirel and Turgut Ozal in the past. We need a revision on our parliamentary system. When this is done by a certain person, people criticize him for trying to be a sultan. We love our country. We get together for the good and the bad. Problem is being opposed to everything instead of talking about issues.”
“Democracy is not a regime but a solution”
During the second session of the conference, Kucukcekmece mayor Temel Karadeniz said that democracy requires maturity. “Democracy is not a regime but it is a solution. There is no logical and real solution to peace besides democracy. Once there are different ideas and beliefs democracy is the only mean to approach issues. Can we exprience full democracy ever? I don’t think so. We may go a long way but there will never be a full democracy.”
Karadeniz also talked about the violence against women by men, “A big portion of our men beat up their wives. A man who beats up his wife have no right to talk about freedom and human rights. It is not only about beating up women. If men see their wives as property, harass them, insult them and impose restrictions on women we can’t maintain democracy. Some men restricts their sisters on skirt lenght, we can’t make any progress in terms of democracy.”
Culture of Critique is important for the society
Karadeniz said that people need to respect other people’s world that “We need to see where we stand first. People reject individual approach. But everyone has their own world and we need to respect that,” and emphasized the importance of having a culture of critique in the society.
“Criticism help improve families. But in order to do this in an effective way we need to spread the culture of criticism among the society. Even a destructive criticism help people. In order to criticize something we need to know everything about it. I haven’t come across to anyone who knows the budget of our nation yet criticizes everything and asks for things without knowing whether they can be accomplished with the current budget.”
Temel Karadeniz noted that many regimes in the world change that, “To what degree we respect others choice and understand them and let them live among us? Therefore democracy is a matter of maturity. All regimes in the world go through a change. We don’t conceive the importance of democracy if we don’t experience that. We still keep ourselves busy thinking about other’s clothes.”
“Kirklareli is far behind”
Kirklareli mayor attended the last session as a speaker and said that they work to have Kirklareli to resemble the city Eskisehir, “Kirklareli is far behind. It’s not even a city, perhaps a little village. It doesn’t seem to be a city. It still gotten mixed up with Kirikkale. I can tell that we will go ahead of Kirikkale at some point in future.”
Kesimoglu told that there will be two referendums. “I talk to our citizens everywhere I go about what I do. I always consult them before I make a decision. For instance, we will be restoring two of the squares in the city and will be conducting a referendum for our people’s opinion. We want to get their opinion on that.”
“