”
Kendisinin de Bayırbucak Türkmenleri’nden olduğunu söyleyen Mehmet Şandır konuşmasında, Suriye’deki karışıklıktan söz ederek ve bu karışıklığın en çok Türkmenleri etkilediğini vurguladı.
Mehmet Şandır Suriye’deki olaylarla ilgili şunları anlattı:
“”Suriye’de yaşananlar bilinmeyen bir konu değil. Her gün televizyonlarda görürüyoruz. Ben kendi özel sebebimden dolayı daha ilgiliyim. Suriye Türkmenleri ya da Ortadoğu Türkmenleri demek daha doğru olur. Irak’ı da buna katarak konuşmak lazım ama şimdi sıcak gündem Suriye ve orada yaşananların Türkiye’ye etkileri. Bu nedenle Suriye Türkmenleri diyelim. Suriye’de olaylar başlayalı 4 yıl 9 ay olmuş. Bugün çok farklı bir boyut kazanmış olmasına rağmen başlagıcından bu yana yaşanan hadise bir iç savaştır. Bu iç savaşta maalesef Müslüman kanı akmaktadır. Bu iş savaşın en büyük mağduru da o coğrafyada yaşayan Türkmenler olmuştur.”
Suriye konusunda Türkiye’nin çok daha tedbirli davranması gerektiğini belirten Şandır, “Türkiye açısından gerekli tedbirlerin zamanında alınması gerekli. Maalesef bugün bu konuda duvara tosladık. Şimdi ne yapacağız sorusunu sormak gerekiyor. Bu Suriye’de yaşanan iç savaş mezhep eksenli bir bölge savaşına dönüştü,” dedi.
Suriye’de doğalgaz rezevlerinin paylaşımı konusunda küresel güçlerin mevzi tutuğu söyleyen Şandır, “Bu olaylar malesef gözümüzün önünde bir devleti yok etti. Suriye tahrip edilmektedir. Suriye diye bir devlet, toplum belki uluslararası zorlamayla ‘Yeni Suriye’ adı altında kurulabilir ama huzur içinde yaşayabilmelerine artık imkan görülmemektedir, “” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“”Söylenen rakamlar kesin değil. Kesin rakam söylemek de pek mümkün değil. Ama son bizim edindiğimiz bilgilere göre; 300 bin insan burada hayatını kaybetti. 10 milyondan fazla insan da toprağını bırakıp Suriye içinde veya dışında sığınmacı durumuna düştü. Bu yaşanan hadiseler öncelikle Türkiye’mizin ve bütün Dünyanın başını çok uzun yıllar ağrıtacaktır. Suriye’deki olaylar en çok buradaki Türkmenleri mağdur ediyor. Çünkü, hem IŞİD’le yapılan savaş hem de rejim güçlerinin muhalefet güçleriyle yaptığı savaş Türkmen topraklarında yaşanıyor. Türkmen köyleri bombalanıyor. Rus uçakları dağı, taşı bombalıyor. Öldürmek için değil, yaşam alanlarını yok etmek için bombalıyorlar. O bölgelerde Türkmenler gelip bir daha yerleşmesin, yaşamasın diye tahrip ediyorlar. Bu bir etnik temizliktir. Bunun Bayırbucak’ta yaşanan kısmının farkında vardık ama bunun daha acımasızı bir Türkmen şehri olan Humus’ta yaşandı. Humus, bir Türkmen köyüdür. Ama rejim güçleri o kadar ağır bombalamalar yaptılar ki, artık Humus’un
Türkmenliğinden söz etmek mümkün değil. Ya köylerini terk ettiler, ya başka şehirlere göç ettiler. Aynı şey şimdi Bayırbucak bölgesinde yapılıyor. Ve korkuyoruz ki; sıra Halep’in kırsalına gelecektir.”
